Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Hareketsizlik

img Hareketsizlik Salgina Dönüstü
Kosmak için yaratilmis olan insanoglu oturarak sonunu hazirliyor! Bedenimiz artik yeteri kadar hareketli olmamamizin bedelini ödüyor. Egzersizden kaçinma ölümcül sonuçlara yol açabilir. Asagida bu konuda Science at Vie dergisinden derlenmis bir yazi sunuyoruz. Otomobilin anahtarlarini alip kapimizin önündeki arabaya biniyor, markete kadar gidiyor, yakinlarda bir yere park ettikten sonra reyonlar arasinda gezinip alisveris sepetini dolduruyor ve tekrar ayni yoldan evimize dönüyoruz. Bu tür bir programla günümüz insani en çok 50 kalori harcarken, buna karsilik markette aldigi abur cuburlarla 100 bin kaloriyi geri kazaniyor. Artik zaman ve yasam tarzi degisti; tarih öncesi dönemde avci insan avini izlerken, kosma, yürüme, ziplama v.b. her tür hareketi yapmak zorundaydi. Böylece ortalama genç bir karacaya esdeger 30 bin kalorilik bir avi eve götürebilmek için G o da sansi yaver giderse- bir saatte bin kalori harcamis oluyordu.

Basarinin ironik fidyesi:
Ancak spor uzmanlari Batili toplumlarda yer degistirmek ya da yiyecek temini için artik hemen hiç hareket etmeye gerek kalmadigi bir asamaya gelindigini kaydediyor. Peki beslenmek amaciyla avlanmaya gerek duymadigimiz, av pesinde kan ter içinde kalmadigimiz için üzülmeli miyiz? Uzmanlar \"hayir\" yanitini vererek, yiyecek bulma arayisinin insani daha kuvvetli ya da dirençli kilmadigini, tersine gücünü tüketerek bünyesini daha hassas hale getirdigini ifade ediyor. Ancak günümüzdeki modern yasam kosmayi tamamen ortadan kaldirirken nerdeyse yürümeyi bile gereksiz hale getirdi. Ve bunun da bedeli agir. Yürüyen merdivenler, yürüyen halilar, scooter, otomobil, asansör, otobüs, metro... Her sey yer degistirirken zamandan tasarruf edip en az kas gücüne gerek duyacagimiz sekilde programlanmis... Üstelik anne babalar çocuklarina istemeyerek de olsa okula gidip gelirken yürümekten vazgeçmelerini ögütlediklerinden, bu ulasim araçlari bir kusaktan digerine aktariliyor. Her sabah okula varmak için yararlanilan ulasim yöntemlerine göz atmak bile bu alandaki evrimi görmeye yeterli. Istanbul'da her sabah binlerce servis arabasi yüzbinlerce ögrenciyi okullara tasiyip duruyor. Bu durum 1980 öncesi böyle degildi!

Hareketsizlik \"salgini\":
Fransa'da son yapilan bir arastirmaya göre, toplumun yüzde 20 ila 50'si günde 30 dakikalik hizli adimlarla yürüyüsün altinda bir fiziksel aktivite sergiliyor. Oysa Dünya Saglik Örgütü'nün (WHO) 2002 yilindaki epidemiyolojik arastirmalarina göre, bu 30 dakikalik hizli yürüyüs, kisinin iyi bir saglik durumuna sahip olabilmesi için gereken asgari egzersiz. Ancak asil sorun da bu! Insanoglu tam da kendisini baski altina alan fiziksel kisitlamalardan kurtulmusken yeniden kirilgan bir yapiya bürünmüs durumda... bu kez neden hareketsizlik. Fransa Dijon'daki Avrupa TaT Merkezi'nden doktor Daniel Rigaud, ABD'de ölümlerin yüzde 10'undan çogunun hareketsizlige atfedildigini, Avrupa'da da durumun hizla tehlikeli bir hal aldigini kaydediyor. Bilim adamlari tipik bir hareketsiz insani söyle tanimliyorlar: Arabasini büro yakinlarina park eden, aksam eve gelip televizyonun karsisina geçen, bos zamanlarinda da sadece birtakim küçük ev isleri ve balik tutma gibi fazla enerji harcanmasini gerektirmeyen zevkleri olan birisi...

Alarm! Alarm!
Bu tür insanlar yazin tatilde hareket etseler bile bu yeterli degil. Oysa hareketsizlik kalp-damar hastaligi, obezite, diyabet, bunama, kanser gibi çok tehlikeli hastaliklara neden olabiliyor. WHO'nun verilerine göre, bugün özellikle Batili toplumlarda ciddi bir \"hareketsizlik salgini\" söz konusu. 80'li ve 90'li yillarda Avrupa'da obez insan sayisi yüzde 10 ila 40 oraninda artti. Kalp-damar hastaliklari tüm dünyada birincil ölüm nedeni oldu. Bu hastaliklarda da hareketsizlik önemli bir rol oynuyor. Nitekim Avrupa kalp aginin verilerine göre, hareketsizlik kalp-damar hastaligi riskini iki katina çikariyor.

Metabolizmada tutukluk
Hareketsiz bir insanda enerjiyi depolayip kullanan metabolizmada tutukluk basliyor. Peki bu nasil oluyor? Bunu anlamak için en az 30 ila 40 dakika ortalama bir çaba harcayan bedenimizin rezervlerinden enerji elde etme yönteminin ayrintilarini bilmek gerekiyor. Kas enerjisi ATP molekülünün (adenosin trifosfat) kimyasal bozulmasiyla ortaya çikiyor. Oysa kaslardaki ATP rezervleri yalnizca birkaç kasilmaya uygun. Yagli dokuda bulunan lipid rezervleri (trigliseritler) ve özellikle de glikojen seklinden depolanmis glüsitlerden sürekli ATP üretim mekanizmasi mevcut. Fiziksel egzersiz süresi uzadiginda ATP üretimi üç asamada gerçeklesiyor: Glikojen glükoza, trigliseritler serbest yag asitlerine dönüsürken, kalbin getirdigi kan debisi artiyor ve bu da tüm bu moleküllerin aktif kaslara tasinmasini sagliyor. Kaslar, biyokimyasal degisik tepkimeler araciligiyla bu molekülleri ATP'ye dönüstürüyorlar. Böylece, bir maraton kosucusu iki buçuk saatte 500 gram glüsit ve 71 gram lipidi harekete geçirirken, maratoncuyu televizyonun karsisindaki koltukta izleyen kisi ayni sürede yaglari depolayip glikojen bölgesinden geçirmeden dogrudan glikozu kullaniyor.

Felaket senaryosu
Sonuçta da, trigliserit orani yükseliyor, organizmasi kanindaki glükozu kullanmada zorlaniyor. Bu nedenle, bu kisi kossa bile kaslari maratoncular kadar enerji üretemeyecektir.

Niçin?
Çünkü kas hücreleri ATP üretmekle görevli, gerçek bir enerji \"üretim\" fabrikasi olan küçük organik yapilari içermiyorlar. Nitekim yalnizca düzenli spor egzersizleri hareketsiz kisinin mitokondrilerinin sayisini artirip dolayisiyla \"metabolik\" makineyi harekete geçiriyor. Bu arada felaket senaryosunu da unutmamak gerekiyor. Hareketsiz kisi sismanliyor, diyabet hastasi olma riski artiyor, kalp-damar sisteminden sorunlar ortaya çikiyor. Bunun sonucunda da genel olarak saglik durumu bozuluyor.

Düzenli kosu ölüm riskini yüzde 63 azaltiyor
Fiziksel aktivite kitlelerin genel saglik durumunu iyilestiriyor ama acaba daha uzun yasamalarini sagliyor mu? Bu soruya simdilik kesin bir yanit vermek mümkün degil. Ancak 2000 yili eylül ayinda yapilan bir çalisma, düzenli olarak kosanlarin yasam sürelerinin uzadigini gösterdi. Kopenhag Kalp Arastirmalari Çalismasi kapsaminda da, 1976 ila 1998 yillari arasinda, 20 ila 79 yas arasi 4600 kisi izlendi. Bu deneklerin tümü de çalismanin basinda saglikliydilar. Bu yirmi yili askin süre boyunca, aralarindan bazilari düzenli olarak kosarken, bir bölümü birkaç yil kostu, bir bölümü ise hareketsiz bir hayat sürdü. Bu sürede sagliklarini olumsuz etkileyebilecek risk faktörleri de incelenmisti: Diyabet, sigara tiryakiligi, alkol tüketimi, kolesterol düzeyi ve tansiyon, ayni zamanda meslek ve egitim düzeyi. Sonuçlar çarpiciydi. Çalismayi gerçeklestiren uzmanlara göre, düzenli kosucularin erken ölüm riski genel nüfusa kiyasla yüzde 63 azaliyor.
Asansör sagliga zararlidir
Bununla birlikte bu sonuçlari farkli kitleler üzerinde gerçeklestirilen deneylerle de desteklemek gerekiyor. Simdiye kadar tip dünyasinin üzerinde uzlastigi nokta, asgari spor aktivitesine ek olarak günlük hareketlilikle haftada 1000 kalori yakildiginda ölüm riski önemli derecede azaliyor. Hareketsizligin insan sagligi üzerindeki tehdidi ciddi boyutlara vardigi için Dünya Saglik Örgütü 2002 yilinda ilk kez bir günü özel olarak bu konuya ayirdi. Fransa'da Saglik Bakanligi 2004 yili subat ayinda, ilk defa bununla ilgili bir kampanya düzenledi. Kamuoyunu bilgilendirecek afisler, televizyon reklamlari v.s. için 4.5 milyon euro harcandi. \"Merdiven çikin, \"Inmeniz gereken duraktan bir öncekinde inip yürüyün\" mesajlarini içeren afisler hazirlandi. Bununla birlikte bu mesajlarin ne derece kitleler tarafindan benimsenebildigi süpheli... Belki de artik her asansörün üzerine \"Dikkat, Sagliga zararlidir!\" yazmak gerekiyor!...