Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Migren Krizi Bas Agrisi Tedavisi

img Migren öncesinde hastalar genel bir kirklik ve nöbetin baslamasindan 12-24 saat kadar önceye uzanabilen tanimlayamadiklari bir huzursuzluk yasarlar; böylece nöbetin yaklastigini anlarlar. Bazen migren nöbeti ön belirti vermeden, beklenmedik bir anda, örnegin rahat bir uykudan sonra baslar. Ama genellikle ruhsal gerginlik ya da adet döneminin yaklasmasi gibi hizlandirici etkenler vardir.

Migrenden hemen önce yasanan ve bas agrisinin baslayacagini gösteren \"aura\" dönemi, belirtileri sara nöbeti öncesindekilere benzedigi için bu adla anilir. Hastalarin çogunda ayrica kisa bir süre için bir gözde görme alanini sinirlayan canli bir isik çizgisi (pariltili skotom) belirir; bu görme kusuru basin karsi tarafinda agri baslayinca ortadan kalkar.

Agri siddetli, zonklayici ve ilerleyici özelliktedir. Baslangiçta gözün üzerinde yogunlasir, sonra sakak bölgesine yayilir. Migrenin tuttugu bas yarisinda deri duyarligi artmistir; deriye dokunmak ya da en küçük bas hareketleri agriyi baslatabilir. Hasta ses ve isiga karsi da asin duyarlilasir; bu nedenle sessiz ve karanlik bir ortam ister. Istah kesilir. Bulanti, kusma ve halsizlik sik görülen öbür belirtilerdir.

Migren nöbetlerinin süresi çok degiskendir; kisa süreli nöbetler birkaç saatten 12-24 saate kadar, agir migren nöbetleri ise birkaç gün sürebilir.

Asin idrar çikartilan hizli bir çözülme dönemiyle nöbet biter. Migrenden hiçbir iz kalmayan hasta normal yasamina döner.

√ Migren Nedenleri
Migrenin nedenleri ancak varsayimlarla açiklanmaktadir. Bugüne degin yapilan gözlem ve deneyler, hastaligin klinik tablosuyla ilgili sinirli bilgilere doyurucu bir yorum getirememistir.

Migren uzun zamandir damar ya da sinir sistemine bagli bir hastalik olarak açiklanmaktadir. Damar sistemiyle ilgili oldugu varsayimA önceleri daha çok benimsenmistir. Ama son zamanlarda sinir sistemine bagli oldugu görüsü yayginlasmaktadir. Damar sistemini temel alan görüs, migrenin kafa atar damarlarinin agrili genislemesinden kaynaklandigim savunur.

Gene bu kurama göre genisleme öncesinde de belirli bir odakta siddetli bir damar büzülmesi görülür. Büzülme nedeniyle beynin bazi bölgelerine gelen kan akimi yavaslar; buna bagli olarak da bazi oksijen yetersizligi ve belli noktalarda geçici sinir sistemi belirtileri (aura) ortaya çikar.

Hastaligi öncelikle sinir sistemine baglayan yaklasim, migren nöbetinden sorumlu birincil etkenin beyinde damar gerginligini denetleyen bir merkez oldugunu savunur. Bu merkezin dis ve iç uyaranlara verdigi yanitlar, migrenle ilgili damar degisikliklerine neden olur.

Bu degisiklikler ve atardamar duvarlarindaki ödem sonucunda migren ortaya çikar. Sinir sistemi ya da damarlardaki yanitin serotonin, histamin, prostaglandinler, pihtilasma etkenleri, endorfinler ve monoaminoksidazlar gibi bazi maddelerin serbestlesmesi sonucunda ortaya çiktigi da öne sürülmüstür.

Migrenin olusum sürecinde kisisel bir yat4inlik ya da egilim ve kalitsal etkenlere bagli agri esigi düsüldügü de önemlidir. Bu nedenle birçok olguda migren nöbetini önceden tahmin etmek tümüyle olanaksizdir. Çok çesitli etkenler nöbeti baslatabilir. Heyecan, bedensel ve/ya da zihinsel yorgunluk, güneste kalma, kapali ortam, sigara dumani, ani hareket, iklim degisildigi, gürültü, aliskanliklarda degisiklik ve bazi besinler etken olabilir.

√ Migren Tedavisi
Migrende belirtilere yönelik ve koruyucu olmak üzere iki çesit tedavi uygulanir. Belirtilere yönelik tedavi aralikli olarak bas agrisi çeken, nöbet sayisi ayda ikiyi bulmayan, her gün ilaç kullanmak istemeyen ya da bazi nedenlerle ilaç kullanamayan hastalar için uygundur.

Koruyucu tedavi ise nöbet sayisi ayda ikiyi asan, nöbetlerin sikligi ve siddeti nedeniyle düzenli ilaç kullanmaya hazir olan hastalara önerilir. Koruyucu migren tedavisinde kullanilan birçok ilaç vardir.

Uygulamada ilaçlar yalniz etkililigine degil, hastalik tablosuna ve hastanin biyolojik-davranissal özelliklerine de bagli olarak seçilir. Örnegin flunarizin, siproheptadin gibi genellikle istah açici, uyku verici ve sismanlatici etkileri olan ilaçlar istahsiz, zayif ve uykusuzluk çeken hastalara verilir; sisman ve uyaniklik gerektiren islerde çalisan hastalarda ise kullanilmaz. Propranol kalp atislari normalden yavas olan hastalara verilmez, ama tansiyonu yüksek ve/ya da kalp atislari hizli olan hastalarda öncelikle kullanilacak bir ilaçtir.

Hastalarin büyük bölümü daha önce bazi koruyucu ilaçlari kullanmis oldugundan koruyucu migren tedavisinde uygun ilaçlarin seçilmesi zor olmaz. Önceden kullanilmis ilaçlarin dikkatle sorgulanmasi, birkaç seçenek arasindan ilaç seçiminin yapilmasini saglayabilir.

Kronik bir hastaligin tedavisinde bir ilaç uzun süre kullanilinca hastada bazi yan etkilere yol açabilir. Ilacin tedavi edici degeri yüksek oldugu halde, hasta yan etkileri nedeniyle tedaviye ara verebilir.

Migrenin belirtilere yönelik tedavisinde kullanilan ilaçlar son 30-40 yilda fazla degismemistir. Bunlarin baslicalari agri kesiciler, çavdarmahmuzu türevleri, barbitürat-agri kesici karisimlari ve agri kesici etkisi olan küçük ve büyük grup uyusturuculardir (narkotik).

Migrene karsi etkileri iyi bilinen aspirin, steroid yapisinda olmayan öbür iltihap giderici ilaçlar ve asetaminofen en çok kullanilan agri kesicilerdir. Bunlar genellikle reçeteyle degil, hastalarin kendi kendilerine aldiklari ilaçlardir. Aspirin bazi hastalarin ara sira gelen bas agrilarini gidermede de çok etkilidir.

Çavdarmahmuzu türevlerinin migrene iyi geldigi geçen yüzyildan beri bilinmektedir. Bu konudaki arastirmalarin büyük bir bölümü de bu yüzyilin baslarinda yapilmistir. Ayda iki defadan fazla bas agrisi nöbeti tutmayan hastalarda çavdarmahmuzu türevleri çok yararli olabilir.

Bu ilaçlarla tedavi edilen hastalar, ilaç kesildikten sonra \"geri gelen\" (rebound ) bas agrilari ve kolayca olusan ilaç bagimliligi nedeniyle yakindan izlenmelidir. Bas agrisi basladiginda agiz ya da dilalti yoluyla 1-2 mg.lik dozlar önerilir; bu miktar 30-60 dakika sonra yeniden verilebilir ve gerekirse bir saatlik aralarla yinelenir. Hastaya verilecek en yüksek doz 6 günde mg i, haftada ise 10-12 mg i geçmemelidir.

20. yüzyilin basinda kullanima giren barbitüratlar da migren tedavisinde yararlanilan ilaçlardir. Ama özellikle kisa etkili barbitüratlarin aliskanlik yapma tehlikesi oldukça yüksektir. Çavdarmahmuzu türevleri gibi bu ilaçlarin da aralikli olarak kullanilmasi yeterlidir. Bir ay içinde 20 den fazla kisa etkili barbitürat tableti alan bir hastada aliskanlik olustugunu düsünmek gerekir.

Küçük uyusturucular grubuna giren ilaçlarin baslicalari kodein ve asetaminofendir. Bunlar özellikle hafif agri kesici ya da barbitürat tedavisine yanit vermeyen ve çavdarmahmuzu türevlerini alamayan hastalarda yararlidirlar. Bu ilaçlarda da aliskanlik tehlikesi vardir ve ayda 20 tabletten fazla alan hastalarda bagimlilik gelistigi düsünülmelidir.

Agri kesici etkisi bulunan büyük uyusturucular ise morfin ve türevleridir. Bunlar da bazen migren ve öbür bas agrilarinin tedavisinde kullanilir.

Ilaç bagimliligi tehlikesinin yukarida sayilan bütün ilaçlar için geçerli oldugu unutulmamalidir. Aliskanlik gelisen bir hastada ilaç kesildikten sonra \"geri gelen\" bas agrisi nöbetleri görülebilir. Örnegin, barbitüratlarla tedavi edilen bir hasta, bas agrisini hafifletmek için düzenli olarak günde birkaç kez ilaç alabilir. Hasta dikkatle izlendiginde barbitürat yoksunlugu belirtileri gösterdigi ve bu belirtilerden biri olan bas agrisini gidermek için ilacin dozunu gittikçe artirdigi görülür.

Ayni süreç çavdarmahmuzu türevleri, çesitli agri kesiciler ve her iki gruptan uyusturucular için de geçerlidir. Tedavinin önemli bir yönü de nöbetin ortaya çiktigi kosullarin degerlendirilmesi ve olabildigince düzeltilmesidir.

Nöbeti baslatan ruhsal gerginlik, heyecan, hafta sonu ya da tatillerin ilk günlerindeki ani gevsemeler, peynir, çikolata, sarap gibi tiramin ya da feniletilamin içeren yiyecek ve içecekler, yasam aliskanliklarinda önemli degisiklikler, açlik, iklim degisildigi ve hormonal etkenler dikkatle izlenmelidir.

Hastanin daha önceki tedavilere verdigi yanit çok önemlidir. Hastalik öyküsü alinirken bu konu üzerinde özellikle durulmalidir. Bas agrisini siddetlendiren menopoz, yüksek tansiyon, boyun ve/ya da agiz-çene bölgelerinde çesitli islev bozukluklariyla ruhsal ve duygusal bozukluklar da titizlikle degerlendirilmelidir.

Diğer 'Baş Ağrısı' Yazıları