22/09/2021
Yüksek Tansiyon Hipertansiyon Kan Basinci
Vücudumuzdaki organ ve dokularin beslenmesi ve oksijen temini, kalbimizin kani
aort ve atardamarlara pompalamasi yoluyla olur. Dakikadaki pompalama sayisi,
çesitli mekanizmalarla ayarlanir ve vücudun kan ihtiyacina göre artar veya
azalir. Eriskin yasta kalbin dakikadaki atim sayisi, istirahat halinde iken
60-100 arasi degisir. Kalbin sol karinciginin kasilmasiyla aortaya atilan kanin
atardamar duvarinda yaptigi basinca kan basinci (KB) denir. Halk dilinde ise
kisaca tansiyon denmektedir.
KB sistolik (büyük, maksima tansiyon) ve
diyastolik (küçük, minima tansiyon) olarak iki degerden olusur. Sol karincigin
kasilmasiyla firlatilan kanin o anda damar duvarina yaptigi basinca sistolik,
karincik gevsedigi zaman atardamardaki kan kitlesinin yaptigi daha düsük basinca
diyastolik kan basinci denir. Kalbin firlattigi kanin atardamar duvarinda
yaptigi dalgalanma ise, yüzeyel giden atardamarlar elle yoklandiginda bir
vuru seklinde hissedilir ki buna da nabiz denilmektedir.
KBnin normal
olan degerlerden yüksek olmasi haline hipertansiyon (yüksek tansiyon) var
demektir. Bu durum toplumda çok önemli saglik sorunlarindan birisidir. Çünkü yol
açtigi çesitli organ hasarlari ömrü kisaltmakta veya kisiyi sakat
birakabilmektedir. Hipertansiyon çok yaygin bir hastaliktir ve eriskin nüfusun
¼ünde vardir; ileri yas grubunda daha sik görülmektedir.
Normal ve
yüksek kan basinçlari:
Sistolik ve diyastolik KBlarinin bilinmesi, nabiz
sayisi ile birlikte, kalp ve kan dolasim sistemi hakkinda önemli bazi bilgiler
saglar. Büyük ve küçük tansiyon degerleri tek tek veya birlikte normalden
yüksekse, kalp daha fazla yük altinda çalisiyor demektir. Tansiyon degeri sabit
bir rakam degildir. Normalin alt ve üst sinirlari vardir. Bu sinirlar da kisinin
yasina, cinsiyetine, irkina ve baska faktörlere degismektedir. KB, günlük
hayatimizda sabit olmayip, dakikalik, saatlik veya günlük degismeler gösterir,
örnegin hizli yürüme, yük tasima, heyecanlanma gibi durumlarda biraz yükselir,
istirahat halinde veya uyurken biraz düser. Bu oynamalar normaldir ( yüksek
tansiyonlu kisilerde de yüksek degerlerde bu oynamalar genellikle vardir).
Günlük hayatta sistolik KBnin 90-140 mmHg arasinda degisiklik göstermesi,
diyastolik basinç normal sinirlarda kalirsa normal bir durumdur. Eriskin
yasta ideal KB degeri yapilan arastirmalarda belirlenmistir. Bu deger 120/80
mmHg ve altidir. Normalin üst siniri ise sistolik 130, diyastolik 85 mmHgdir.
Yüksek normal degerler ise sistolik 130-139 veya diyastolik 85-89 mmHgdir.
Eriskinlerde günümüzde kabul edilen KB siniflandirmasi tablo 1de
gösterilmistir.
Kan Basinci
|
Sistolik |
Diyastolik |
Optimal |
<120 ve |
<80 |
Normal |
<130 ve |
<80 |
Yüksek-normal |
130-139 veya |
85-89 |
Hipertansiyon |
|
|
Evre I ( Hafif ) |
140-159 veya |
90-99 |
Evre II ( Orta ) |
160-179 veya |
100-109 |
Evre III ( Siddetli ) |
> =180
veya |
> = 110 |
Yalniz sistolik hipertansiyon |
>140 |
<90 |
Çok eskiden 60 yasin üzerindeki yaslilarda sistolik KBnin yüksek ( 140-170
mmHg ) olmasi, diyastolik basinç normalse normal kabul edilirdi. Ancak yapilan
arastirmalar gösterdi ki, sadece sistolik KB yükselmesinin de kalp ve damarla
ilgili hastaliklarda önemli rolü vardir. Bu nedenle örnegin 70 yasidaki bir
kiside KBnin 170/80 mmHg olmasi tedavi gerektirir. O halde normal kabul edilen
istirahat halindeki KB degerleri sistolik KB için alt ve üst sinir olarak 90-130
mmHg, diyastolik için 50-85 mmHgdir. Bir kimsenin yüksek tansiyonlu
olduguna karar vermek tek bir ölçme ile yapilmamalidir. Özellikle yüksek- normal
veya hafif yüksek tansiyonu olan kisilerde ilk degerlendirmeden sonra, en az iki
ayri muayenede, en az iki kez ölçülen KBlarinin ortalamasi alinmalidir. Bu
arada hastada daha sonra deginilecek beyaz önlük hipertansiyonunun da bulunup
bulunmadigi evde yapilan ölçümlerle kontrol edilmelidir.
Yüksek kan
basinci nedir?
Normal sartlarda KBni düzenleyen çesitli mekanizmalar
vardir. En önemlileri kalbin pompalama gücü ve atardamarlarin uç
dallarinin gevsek veya daralmis olmasidir. Basit bir örnekle açiklayacak
olursak: Bir su pompasi ve buna baglanmis uzun lastik bir hortum ve ucunda bir
musluk düsününüz. Musluk çok açilirsa, su boru içinden düsük bir basinçla geçer
ve pompa motoru zorlamaz. Ama muslugu biraz kapatirsak veya agzini parmakla
tikarsak hortum içindeki suyun hortum duvarina yaptigi basinç artacaktir. Bu
örnek kan basincina uygulanirsa, atardamar uçlari daralmissa, içlerinden kanin
geçmesi zorlasacak, kan basinci yükselecek, kalbin daha kuvvetli kasilmasi
gerekecektir. Iste bu basinç yüksekligi sürekli olarak 130/85 mmHgnin üzerinde
seyrederse bu kiside hipertansiyon var demektir. Zaman geçtikçe bu kisilerin
atardamar duvar esnekligi azalir, az veya çok sertlesir. Yüksek basinca karsi
kan pompalayan kalpte de büyüme meydana gelir.
Kan basinci
ölçülmesi
Normal kan basincini ölçmek basit bir islem gibi görünse de, dogru
ölçme için teknigi iyi bilmek gerekir. Ölçüm degerini etkileyen çesitli
faktörler de vardir.
Bunlar su sekilde siralanabilir:
*Hastayla
ilgili: Nabiz sesinin hafif olmasi, felçli koldan ölçüm yapilmasi, ruhsal durum,
agrili durumda ölçme, yeni yemek yemis olma, mesane gerginligi, yeni sigara
içmis olma, yeni kafeinli içki veya alkol içmis olma, heyecanli konusma, beyaz
önlük reaksiyonu, ritm bozuklugu, sismanlik, gebelik, ileri
yaslilik.
*Ortamla ilgili: Gürültülü ortam, soguk ortam.
*Donanim ve ölçme
teknigi ile ilgili: Manson veya tüplerin hava kaçirmasi, tüplerde tikaniklik,
bozuk cihaz, çok dar manson kullanimi, elbise üzerine manson sarilmasi,
dirsegin çok yukarda tutulmasi, ölçerken çok hizli hava kaçirilmasi, hasta
kolunun ve sirtinin desteksiz olmasi, ölçmeden önce çok kisa veya çok uzun
dinlenme dönemi olmasi ( 20-30 dk.).
*Ölçen kisi ile ilgili: Önyargili
yaklasim, isitme bozuklugu.
KB ölçümleri farkli zamanlarda, benzer
pozisyonda yapilmalidir. Ilk ölçümde iki koldan da ölçülmeli, iki kol
arasinda fark varsa, sonraki ölçümler yüksek taraftan yapilmalidir. 30 yasindan
genç hastalarda KB yüksek bulunursa bacaktan da KB ölçülmelidir. Normal
kisilerde iki kol KB arasinda 5-10 mmHg fark bulunabilir. KB sinirda veya
hafif yüksek çikan kisilerde 3-4 hafta süre ile haftada 1-2 kez, degisik
zamanlarda KB ölçümü yapilarak, KBnin sürekli yüksek olup olmadigina karar
verilir.
Bazen hekim veya hastane ortami KBde geçici yükselmelere neden
olabilir. Halbuki bu kisilerin evdeki ölçümleri genelde normaldir. Bu duruma
beyaz önlük hipertansiyonu denir. Yüksek tansiyon saptanan hastalarin yaklasik %
15-20sinde bu durum bulunabilir. KB ölçmeden önce hasta en az 30 dakika öncesi
kafeinli içki ( demli çay, kahve, kola ) veya sigara içmemis, en az 5 dakika
dinlenmis olmalidir. Hasta sirti dayali durumda sakin oturmali, kol destekli
olmalidir. Ölçen kisi de rahat durumda ve sakin olarak ölçüm yapmalidir. Ortamin
sessiz ve iliman olmasi da önemlidir. Hastanin antigripal diye bilinen
bazi ilaçlari içiyor olmasi, KBni yükseltebilir. KB ölçümü pratikte hasta
oturur durumda iken yapilir. Bazen hekim gerek görürse yatarken veya
ayakta iken de KB ölçebilir ( ileri yaslilik, diyabetik hastalar, tansiyon
düsürücü ilaç aliyor olmak ).
Pratikte KB ölçülmesi, sfigmomanometre
denilen tansiyon aleti ile yapilir. Bu alet civali, anaeroid, ( ibreli ) ve
otomatik olarak 3 tiptir. Civali aletler en güvenilirdir ve genellikle
kliniklerde kullanilir. Anaeroid veya otomatik olanlar hastane disinda daha çok
kullanilirlar. Bunlarin güvenilirligi 6 ayda bir civali aletlerle kontrol
edilmelidir. Otomatik elektronik aletler hastanin kendi kendine KBni ölçmesi
için daha uygundur.
Anaeroid ve civali tansiyon aletleri havayi, kola sarilan lastik keseye
pompalayan lastik bir puvar, bunun boyun kisminda hava kaçirmayi saglayan
kontrol vidasi, havayi ileten lastik tüpler ve uygulanan hava basincini
gösteren bir manometreden olusmustur. Lastik kesenin disi, dayanikli bezden
yapilmis kola sarilan bir kilifla kaplanmistir. Buna manson denir. Manson
boyutlari küçük çocuklar ve eriskinlerde kol çevresine göre standart
ölçülerde farklilik gösterir. Örnegin eriskinlerde hava kesesi çaplari 12x24 cm,
bacaktan ölçmek için 12x40 cm, çocuklarda 12x18 cm, küçük çocuklarda 4-8x12 cm
olmalidir. Çocuk mansonu ile eriskinde kan basinci ölçülürse deger yüksek,
eriskin mansonu küçük çocukta kullanilirsa KB degeri düsük çikabilir.
Kan basinci nasil ölçülür?
Önce manson, hava kesesi önde olacak sekilde
kola sikica sarilir. Mansonun alt kenari dirsek çukuru kivriminin 2.5-3 cm
üstünde olacak sekilde sarilmasi önemlidir. Ölçerken sik yapilan
hatalardan biri, steteskopun ( dinleme aleti ) yanlis yerlestirilmesidir.
Steteskop kesinlikle mansonun altina sokulmamalidir. Manson tüpleri steteskop
yerlestirilecek bölgenin disinda olacak sekilde manson sarilmalidir.
Ilk ölçüm el bilegindeki atardamar ( radial arter ) nabzi parmakla
hissedilerek yapilir. Sol el 2. Ve 3. Parmaklarimizla bilek atardamari
hissedilirken, hava kesesi bu nabzin kayboldugu düzeyin üzerine çikacak sekilde
sisirilir ve kese havasi yavas yavas puvar vidasi gevsetilerek kaçirilir. Nabzin
tekrar hissedildigi basinç düzeyi yaklasik olarak sistolik basinçtir. Diyastolik
KB bu yöntemle ölçülemez, dinleme ( oskültasyon ) yöntemi ile ölçülür.
Dinleme yöntemi ile KBni ölçmek için önce, dirsek kivrimindan geçen
atardamar (brakial arter ) bulunmalidir. Bu atardamar genellikle dirsek
kivriminin 1/3 iç kismindan geçer ve kol açik durumda iken el parmagiyla
hissedilir. Kol kasi gelismis olanlarda ortada, çok yasli olanlarda daha da iç
yanda bulunabilir. Bu nabzin yerinin saptanmasi, steteskop üzerine konacagi için
önemlidir ( bazi elektronik cihazlarda nabiz algilayici kisim varsa, bu bölge
atardamar üzerine gelecek sekilde manson yerlestirilmelidir. Sonra steteskopun
diyafram kismi bu atardamar üzerine orta sikilikta konur. Hava kesesi önce
ölçümde tespit edilen sistolik KB degerinin 20-30 mmHg üzerinde olacak sekilde
süratle puvar vasitasiyla sisirilir. Süphesiz bu sirada hava kaçirma vidasi
kapali olmalidir ( Bir elimizle steteskopu tutarken, diger elimizle havayi
pompalamaktayiz ). Sonra kese basinci saniyede 2-3 mmHg hizda, yavas yavas vida
gevsetilerek düsürülür. Nabiz sesinin hafif olarak duyuldugu an sistolik
KBni gösterir. Hava kaçirmaya devam edilirken sesler giderek kuvvetlenir ve
tekrar hafiflemeye baslar. Seslerin kayboldugu nokta diyastolik KBni gösterir.
Eger ölçüm degerlerinde bir tereddüt olmussa, ikinci defa ölçmeden önce hava
kesesi tamamen bosaltilir ve kese yeniden sisirilir. Yari bosalmis bir kese
tekrar sisirilirse KB yanlis olarak yüksek çikabilir.
*Kendi kendine ( evde ) KB ölçümü: Hastalarin KBlarini kendilerinin ölçmesi
için elektronik cihazlar gelistirilmistir. Bunlar mansonu üst kola
yarlestirilenler, el bilegine sarilanlar veya parmaktan ölçenler olarak üç
tiptir. Ilk ikisi daha sik kullanilmaktadir. Bu ölçümler su amaçlar için
yararlidirlar: Beyaz önlük hipertansiyonunu saptamak, KBda baslangiçta kisa
süreli yükselmeleri saptamak, tedaviye cevabi saptamak ve hastanin
tedaviye aktif olarak katilmasi ve uyumunu artirmak. Saglikli cihazlarla yapilan
ev ölçüm degerleri, gerek hipertansiyon tanisinin teyidinde gerekse tedavinin
düzenlenmesinde hekime yararli olur.
Ölçülen KBni yazarken daha yüksek
olan sistolik basinç yukari yazilir ve bir / isaretiyle diyastolik basinç alta
yazilir. Örnegin KB 120/80 mmHg diye yazildiginda - ki bunu okurken 120ye 80
seklinde okumaliyiz- sistolik basinç 120, diyastolik basinç 80 mmHg (milimetre
civa)dir. Eger ölçü birimini cm ( santimetre ) Hg söyleyeceksek 12/9 cmHg
demeliyiz.
Yüksek tansiyon yapan sebepler nelerdir?
Eriskin yastaki
hipertansiyonlarin %90inda sebep tam bilinemez. Bu tip hipertansiyona tipta
esansiyel veya primer hipertansiyon deniz. Halk arasinda asabi tansiyon da
denilmektedir. Genellikle hayat boyu devam eden bir durumdur.
Hipertansiyon olusmasinda baska bir hastalik veya sebep söz konusu ise buna
sekonder hipertansiyon denir. Eriskinlerde %6-8 siklikta rastlanir. Burada bu
tip hipertansiyonla ilgili bilgiler verilmeyecektir.
Esansiyel
hipertansiyonun nasil olustugunun mekanizmalari, günümüzde oldukça ortaya
konmustur. Bu tip yüksek tansiyonun gelismesini kolaylastiran bazi önemli
faktörler vardir:
a) Kalitim:Hipertansiyonun bazi ailelerde daha sik
görüldügü bilinmektedir. Anne, baba veya yakin kanbagi olan akrabalarinizda
hipertansiyon varsa, sizde de olusma ihtimali fazladir. Aile fertleri arasinda
erken yasta kalp krizi veya felç geçirenler bulunuyorsa, diger aile üyelerinin
belirli araliklarla tansiyonlarini ölçtürmeleri erken tani için önemlidir.
Kalitimsal ( genetik ) özelliklerin hipertansiyona katkisi, %30-60 gibi önemli
bir orandir.
b) Cinsiyet: Erkeklerde kadinlara göre daha fazla siklikta
hipertansiyon görülür. Menopoza girildikten sonra kadinlarda da görülme sikligi
artar.
c) Yas: Hipertansiyon genellikle 35 yasin üzerinde ortaya çikar ve
yas ilerledikçe daha sik görülür. 15-20 yas civarindaki hipertansiyon
vakalarinin da %20-25i esansiyel tiptir.
d) Irk: Siyah irkta beyazlara göre
daha sik hipertansiyona rastlanir ve daha siddetli seyreder.
e) Sismanlik:
Yapilan taramalarda ideal agirliklarinin %20sinden fazla sisman olan
kimselerde, hipertansiyon gelisme sansinin yüksek oldugu anlasilmistir. Ancak
sismanlik her zaman hipertansiyona neden olmamaktadir.
f) Yemeklerde fazla
tuz kullanilmasi: Yemeklik tuzda sodyum ve klor bulunur. Sodyum saglik için
gereklidir ve yeterli, normal miktarda yenirse vücuttaki sivi dengesinin
düzenler. Yüksek tansiyonlu kisilerin bazilari asiri tuzlu yiyen kisilerdir.
Fazla atilan tuz böbreklerden atilir ama bazi kisilerde bu mekanizma az
çalistigindan, tuzla birlikte vücutta su da tutularak hipertansiyon gelisebilir.
Hipertansiyonlu hastalarin büyük kisminda tuz alimi azaltilirsa tedavide yararli
olur.
g) Alkol: Fazla miktarda düzenli alkol içilmesi kan basicini
yükseltebilir.
h) Sigara: Fazla sigara içilmesi de kan basicini
etkilemektedir.
i) Sedanter ( hareketsiz ) yasam sekli: Bu sekilde yasayanlar
genellikle sismandirlar ve bu da hipertansiyona zemin hazirlar. Hareketli
yasam,düzenli yürüyüsler hem kilo alinmasini önler, hem de sikinti ve endise
gibi hislerin giderilmesini saglar.
j) Stress: Isinde veya evinde sikinti ve
gerginlik içinde yasayanlarda kan basinci geçici olarak yükselebilir. Bu
stressler siddetli ve uzun süreli olursa devamli hipertansiyona yol
açabilir.
Kan basincinin yüksek oldugu hissedilebilir mi?
Bu sorunun
cevabi genellikle hayirdir. Gerçekten hipertansiyonlu birçok kisi yüksek
tansiyonlu olduklarini bilmeden yasarlar ve bunun tehlikeli sonuçlariyla
karsilasirlar. Bu nedenle hipertansiyona sinsi bir katil diyenler de
olmustur.Bilinmesi için tek yol belirli araliklarla kan basincini ölçtürmektir.
Hastalarin yaklasik 1/3ünde su belirtiler bulunabilir: Bas dönmesi, bas agrisi
( genellikle kafa arkasi ve ensede ), çabuk yorulma, nefes darligi, görme
bozukluklari, gögüste agri, burun kanamasi, kulak çinlamasi, çarpinti, kafada
agirlik hissi, göz kanamalari. Bu belirtiler baska hastalarda da
görülebildiginden hipertansiyona özgü degildirler.
Hipertansiyon hangi
organlara zarar verir?
Normal düzeye düsürülmeyen yüksek kan basinci olan
hastalarda zaman içinde bazi organlarda hasar olusmaktadir. Hipertansiyona bagli
hedef organ hasarlari, eriskin ve ileri yas grubunda ölüm nedenlerinin basinda
yer alir. Bu nedenler hipertansiyonun erken tanisi ve tedavisinin iyi yapilmasi
halinde hedef organ hasarlari, dolayisiyla ölüm oranlari büyük ölçüde
azaltilabilmektedir. Tedavi edilmemis hipertansiyon su organlarda tahribat
yapabilmektedir:
a) Kalp:Yüksek basinca karsi kani pompalayan kalbin sol
karincik kasinda zaman içinde kalinlasma ve karincikta büyüme meydana gelir. Bu
büyüme fazlalasinca kalp kasinda yorgunluk, zayiflik gelisir ve sol kalp
yetersizligi diye bilinen tablo ortaya çikar.
b) Kalbin atardamarlari (
koroner arterler ): Kalp kasini besleyen koroner arterlerde damar sertligine
bagli daralma ve tikanmalar ( kalp infarktüsü ) hipertansiyonlu hastalarda daha
sik görülür. Bir yaslanma olayi olan damar sertligi ( ateroskleroz ) çok nedenli
karmasik bir süreçtir ama hipertansiyon en önemli risk faktörlerinden biridir.
c) Aort yirtilmasi: Seyrek görülen ama tedavisi acilen yapilmazsa ölümle
sonuçlanabilen, olusmasinda hipertansiyonun rol oynadigi bir hastaliktir.
d)
Beyin atardamarlari: Hipertansiyon tedavi edilmedigi taktirde beyin arterlerinde
tikanma, kanama ve beyinde kanlanma azligi ataklarina neden olabilmektedir.
Böylece olusan felçler ( inme ) hastanin hem sakat, yatalak kalmasi, hem de
erken ölüm sebebidir.
e) Beyin ödemi: tedavi görmeyen ve tansiyonu hizla
yükselen hastalarda görülebilen az rastlanan bir tablodur. Acil ama dikkatli
tedaviyle düzelir.
f) Bacak atardamarlari: Bu damarlardaki tikanma ve
daralmalar, hipertansiyonlu ve özellikle fazla sigara içen hastalarda sik
görülür. Yürürken baldir veya bacak agrisi olusur, durunca hemen geçer. Tedavi
edilmezse ayakta gangren olusabilir.
g) Böbrek. Tedavi görmeyen esansiyel
hipertansiyonlu hastalarda, böbrek damarlarinda tahribat olmakta ve
böbreklerde çalisma bozuklugu zaman içinde yerlesmekte ve ilerlemektedir.
Böylece hipertansiyonlu hastalarin bir kisminda üremi hastaligi
gelisebilir.
h) Göz. Hipertansiyon gözün iç tabakasindaki ince damarlari
etkileyerek kanamalara ve bazen körlüge kadar giden görme bozukluklarina yol
açabilir.
Böylece hipertansiyonun hiç de hafife alinmayacak, önemli bir
hastalik oldugunun görmüs bulunuyoruz. Esansiyel hipertansiyon hayat boyu devam
eden bir hastaliktir ama tedaviye erken baslanirsa ve tansiyon normalde
tutulursa yukarda anlatilan kötü etkileri önlenebilir veya azaltilabilir.