Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Gebelik Testleri Hamile Gebe Takibi

img Normal bir gebelikte hangi test ne zaman yapilmali : Ideal olan bir kisinin gebelik öncesi bir jinekologa gidip muayene olmasi ve sonrasinda bilinçli sekilde gebe kalmasidir. Ancak maalesef pek az bayan gebelik öncesi hekimlere gelip muayene olmaktadir. Normal bir gebelik izlemindeki haftalari ve takiplerde yapilmasi gereken tetkikleri gebelik haftalarina göre asagidaki sekilde siralayabiliriz.

GEBELIK IZLEMI (gebelik testleri hamile gebe takibi)
♀ - Ilk kontrol: 6-8. hafta
En sik tahlillerin istendigi dönem ilk kontroltir. Bu dönemde anne adaylari,daha önceden bildikleri veya
bilmedikleri hastaliklar açisindan adeta bir check-uptan geçirilirler.

• Ultrason : Ultrasonda düzgün gebelik kesesi içinde kalp atim hizi 100/dknin üzerinde olan embriyo ile embriyoyu besleyen keseyi (yolk sac) görmek mümkündür. Ultrasonda ayrica rahimde myom, yumurtaliklarda kist türü her hangi bir kitlenin varligi arastirilir. Cerviksin (rahim agzinin) uzunlugu ve sekli de degerlendirilir. Bu gebelik haftalarinda vajen içinden (transvajinal yolla) yapilan ultrason karindan (transabdominal) yapilana göre daha net bilgi verir ve tercih sebebidir. Transvajinal yolla yapilan ultrasonda son adet tarihine göre 5 hafta 4 günlükken, transabdominal yolla yapilanda ise 6 haftalikken bir embriyo ile kalp atimlarini görmek mümkündür.

• Kan grubu, Rh : Gebenin kan grubu Rh negatif, esinin kan grubu Rh pozitif olmasi durumunda Kan uyusmazligi (Rh/rh) durumundan bahsedilir. Anne rahmindeki bebegin kan uyusmazligindan etkilenip etkilenmedigini anlamak için ise Indirect Coombs testi yapilmalidir. Indirect coombs testi negatif olan gebeler, kan uyusmazligina bagli bebekte bir etkilenme durumunun olmadigi anlasilarak takibe alinirlar. 28.haftada tekrarlanan Indirect coombs testi negatifliginin devami durumunda bebegi son aylara kadar kan uyusmazligindan korumak için Anti D Immunglobulin enjeksiyonu yapilir. Yine, kan uyusmazliklari olan gebelerde dogumdan sonra bebegin kan grubuna bakilir. Kan grubunun Rh pozitif olmasi durumunda anneye yapilan Anti D Immunglobulin uygulamasi tekrarlanir. Anne adayi kan grubunun Rh negatif, baba adayininkinin ise Rh pozitif olmasi disindaki tüm olasiliklarda kan uyusmazligi söz konusu degildir.

• Tam kan sayimi : Tam kan sayimi ile gebeligin baslangicinda herhangi bir kan eksikligi (anemi) durumunun varligi arastirilir. Kan eksikligi demir eksikligine bagli olabilecegi gibi Megaloblastik anemi, Pernisiyöz anemi, Orak hücreli (Sickle cell) anemi, Thalesemi durumlari, maligniteler ve bazi sistemik rahatsizliklarin bir belirtisi olarak da karsimiza çikabilir. Ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde Thalesemiye (Akdeniz anemisi) bagli anemiler siklikla görülmektedir.

• Kan biyokimyasi: Açlik kan sekeri (AKS), Üre (BUN), SGOT, SGPT, Kreatinin Karaciger ve böbrek hastaliklarinin gebeligin hemen baslangicinda tespiti takip açisindan önemlidir. Nitekim gebelikte bu organlarin yükleri de artacaktir. Ileri derecede böbrek veya karaciger problemlerinde gebelik sonlandirilabilir. Özellikle seker hastaligi (diabet), yüksek tansiyon (hipertansiyon) gibi sistemik rahatsizliklarin varliginda bu testlerin önemi artar. Bu durumlarda hekimler ek olarak bazi testler de isteyebilir.

• TORCH taramasi: Toksoplasma, Rubella (Kizamikçik), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2 enfeksiyonlari Ig M ve Ig G antikorlari taranir. Bu tür enfeksiyonlar gebelik harici dönemlerde geçirildiginde her hangi bir problem olusturmazken gebeligin özellikle ilk üç ayinda geçirildiginde bebekte bir takim sakatliklara yol açabilir. Toksoplasma özellikle kedi ve köpek diskilari bulasmis yenilen gidalardan alinir. Özellikle çig et ve iyi yikanmamis meyve ve sebzeler Toksoplasma parazitinin geçmesinde rol oynar. Gebeligin basinda yapilan antikor tarama testlerinde Ig M ve Ig G antikorlarinin her ikisinin de negatif olmasi durumu vücudun toksoplasma paraziti ile hiç karsilasmadigini gösterir. Bu durumda gebeligin sonuna dek toksoplasmadan korunma sarttir.

Toksoplazmadan korunmak için kedi, köpek cinsi hayvanlardan gebelik süresince uzak durmak, eger evde besleniyorsa asilarini yaptirmak, yenilen etleri iyi pisirmek, çig et yememek, yemek öncesi elleri iyi yikamak ve meyve-sebzeleri bolca suyla yikamak gereklidir.
Ülkemizde çig et tüketimi aliskanliginin yaygin oldugu Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde, toksoplasma enfeksiyonlari daha siklikla görülmektedir. Rubella (Kizamikçik), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2 enfeksiyonlari ise daha çok hasta kisilere temas yoluyla bulasan rahatsizliklardir. Özellikle Rubella (kizamikçik) mikrobu ile gebeligin ilk üç ayinda karsilasip hastaligi geçiren kisilerde gebelik kesinlikle tahliye edilmelidir.

• Tam idrar tahlili, gerekirse idrar kültür- antibiyogrami : Ilk kontrolte yapilan idrar tahlilleri böbrek fonksiyonlarinin indirekt bir göstergesi oldugu gibi gizli veya asikar idrar yolu enfeksiyonu varligini konusunda da bilgi verir. Ilk aylardaki idrar yolu enfeksiyonlari gebelige bagli bulanti ve kusmalari arttirir, idrarda yanma ve/veya kasik agrilarina neden olabilir. Son aylardaki gizli veya asikar enfeksiyonlar ise erken dogum sancilarina sebep olabilir.

• Servikovaginal smear testi (PAP smear testi) : Gebelikte salgilanan hormonlar neticesinde rahim agzi (cervix) kanserlerinde artis meydana gelmektedir. Bu nedenle gebelere ilk aylarinda smear testi uygulanarak böyle bir durumun varligi arastirilmalidir. Ülkemizde gebelerin pek çogu yanlis bir inanisla bebeklerine zarar gelecegini düsündüklerinden bu tür bir islemi kabul etmezken doktorlari da ilk ayinda hastalarini muayeneden korkutmak istemedikleri için genelde bu islemi ihmal ederler.

• Kanama profili : Kanama profili testleri içinde aPTT, PTT, INR, Fibrinojen, Trombosit sayimi vardir.
Hem normal dogum hem de sezaryen kanamali bir islemdir. Gebelerin kanamaya yatkinliklari ilk kontrolte belirlenmelidir. Ayrica hastalarin kendi ifadelerinden önceden olan kanamaya yatkin bir durumlarinin olup olmadigi sorgulanir. Özellikle bir takim kalp hastaliklarinda bazi hastalar kanamayi engelleyici hap veya igneleri kullanmak zorunda olabilirler. Bu tür durumlarin varliginda gebelikteki izlemler arttirilir ve dogum öncesi bazi önlemler önceden alinir.

• Hepatit B, Hepatit C, AIDS taramasi : Hepatit B için HbsAg ve Anti Hbs, Hepatit C için Anti HCV, AIDS için ise Anti HIV testleri yapilarak her hangi bir tasiyicilik durumunun olup olmadigi arastirilir. Bu tür viral hastaliklar cinsel iliski, kan veya dogum yoluyla bulasir ve genelde kisilerde uzun bir süre tasiyiciliga (portörlük) sebep verebilirler. Tasiyici (portör), hasta olmadigi halde hastaligi bulastirabilen demektir. Bu kisilerin vücutlarinda barindirdiklari virüsler gebelik sirasinda plasenta yoluyla bebege geçmesine ragmen bebekte her hangi bir sakatliga neden olmazken, yenidogan bebeklerin immün direnci (bagisikligi) yetiskinlere göre daha az oldugu için bebeklerde dogumdan sonra bazi problemlere yol açabilirler.

Bu problemler bebeklerde hastaliga yakalanma veya hastaligi tasima sekillerinde olabilir. Hepatit B tasiyici annelerin bebeklerine dogum sonrasi asi ile serum uygulamasi yapilir ve belirli araliklarla asi tedavisi devam eder. Bu sekilde bebegin aktif olarak bagisiklanmasi saglanir. Ancak maalesef Hepatit C ve AIDS virüsünü tasiyan gebelerin dogan bebekleri için hastaliktan koruyucu etkin bir tedavi günümüzde bulunmamaktadir.

♀ 2. kontrol: 10-13. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Ense kalinligi (Nuchal Translucency, NT) : Bu haftalar arasinda fetusun anatomik organlari ve büyüklügü degerlendirilir. Ayrica ulrasonla ense kalinligi (Nuchal Translucency, NT) ölçülür. Ense kalinliginin uygun ölçümün yapilabilmesi için fetus son adet tarihine göre 11 ile 13 hafta 6 gün arasinda ve bas-popo mesafesi 45-84 mm arasinda olmalidir. Ense pilisinin kalinligi; Trizomi 21 (Down sendromu, mongolizm), Trizomi 18 gibi kromozomal bozukluklarda ve bebegin özellikle kalp gibi bazi organlarin problemlerinde artar.

Bu artisin nedeni bebegin ense bölgesindeki sivi birikimidir (ödem) ve bunu ultrasonla yakalamak mümkündür. Normal olarak bebegin ense kalinligi gebelik haftasi ilerledikçe artar. Genel olarak 3 milimetrenin üstü patolojik kabul edilir ve bu durumda fetus özellikle Down sendromu açisindan ileri degerlendirmeye alinir. Ense kalinligi ölçümü, son yillarda gebelik takiplerine girmis bir yöntemdir. Ayrica yapilmasi belirli bir deneyimi gerektirir.

• I. Trimester tarama testi (Ikili test) : Son on yilda dünyada, son 4-5 yilda da ülkemizde yayginlasan ilk trimester tarama testinin amaci Down sendromunun erken gebelik haftalarinda yakalanmasidir.
Son adet tarihine göre 9-13. gebelik haftalari arasinda uygulanan testte anne adayindan kan alinarak serbest β-HCG ve PAPP-A biyokimyasal degerlerine bakilir. Down sendromunda anne kaninda, serbest β-HCG degerleri normalin iki kati yüksek iken PAPP-A degerleri normalin 2.5 da biri (%40i) kadardir.

Ikili test olarak anilan islemde her iki biyokimyasal deger bilgisayar programinda degerlendirilir ve ortaya bir risk orani çikar. Risk oraninin 1/250nin üzerinde olmasi Down sendromu açisindan ileri tetkiki gerektirir.
Testin pozitif olmasi durumunda yapilmasi gereken ileri asama, koryon villüs biyopsisi adi verilen plasentanin bebege ait kismindan küçük bir parça alinarak kromozom açisindan analizi ile teshisin saglanmasidir. Son yillarda ikili teste eklenen Nuchal Translucency (NT, ense kalinligi, ense pilisi kalinligi) ölçümleri ile birlikte degerlendirilmesiyle test üçlü test adini almistir.

♀ 3. kontrol: 16-18. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Ultrasonda; fetus bir bütün olarak anomali taramasi açisindan degerlendirilir.
• II. Trimester tarama testi (Üçlü Test, Triple Test)
Üçlü test uygulamasindaki amaç; bebege ait özellikle Down sendromu, Trizomi 18 gibi kromozom bozukluklari ile birlikte Nöral tüp defektleri adi verilen bir takim anomalileri taranmasidir.
Üçlü test; gebeligin 16-19. haftalari arasinda anne kanindan alinan örnekte β-HCG, alfa feto protein (AFP) ve baglanmamis estriol (uE3) denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapilir. Bu ölçümler gebelik haftasina göre annenin yasi, vücut agirligi, irki, annede diyabet olup olmamasi, sigara içip içmedigi, öyküde önceki gebeliklerin özellikleri ile birlikte degerlendirilir. Büyümekte olan bebekte olabilecek nöral tüp defekti ve bazi kromozomal anormalliklerle (Down sendromu ve trizomi 18) karsilasilma riski hesaplanir.

Üçlü test bir tani testi degil tarama testi (screening test) dir. Testin amaci bebek ve anne açisindan riskli yöntemleri kullanmadan bebekte olabilecek anomali riskini saptamaktir. Eger test sonucunda risk belirli bir düzeyin üzerinde çikarsa (genel olarak 1/270 den fazla olmasi durumunda) amniyosentez adi verilen islem yapilarak kesin tani konulur.

Yani amniyosentez bir teshis testi (diagnostic test) dir.
Amniyosentez isleminde anne karnindan ince ve uzun bir igne yardimiyla amniyon sivisi alinir. Tecrübeli ellerle yapildiginda oldukça agrisiz ve bebek için riskleri azdir. Alinan sivida bebege ait dökülen canli hücreler vardir. Bu hücreler özel bir kültür ortaminda bekletilerek üretilir. Üretilen hücreler belli bir safhada toplanilarak kromozomlari ayristirilir ve mikroskop altinda görüntülenerek kromozomlar analiz edilir.

Kromozom analizinde görüntülenen hücreler direkt bebege ait oldugu için bebegin kromozom yayilimini gösterir. Bu sekilde bebege ait kromozomlarda olan problemler rahatlikla görülebilir ve ayni zamanda sex (cinsiyet) kromozomlarinin incelenmesiyle bebegin cinsiyeti de ortaya çikar. Karindan bir ince igneyle ultrason esliginde amniyon kesesine girilir.Yaklasik 20 cc amniyon sivisi enjektör ile aspire edilerek genetik laboratuara gönderilir. Nöral tüp defektleri (NTD) bebeklerde görülen anomaliler (bebekteki kusurlar) arasinda ilk siralari almaktadir. Birkaç ayri türü vardir. Bunlardan biri bebegin beyin dokusunun bir bütün olarak gelismemesidir, anensefali adi verilen bu en agir sekli ölümcüldür.

Nöral tüp defektlerinin diger türleri ise omurilikle ilgilidir. Omurilik gelisirken onu çevreleyen omurga kemiklerinin tam kapanmamasi sonucu omurilik dokusu bebegin sirtindaki bir yariktan disariya çikar; bu duruma spina bifida denilir. Dis etkenlere çok hassas olan bu sinir dokusu zamanla zedelenir ve bebek belli bir seviyenin altinda sinirsel fonksiyonlarini yapamaz. Sonuç olarak bebek açisindan yine ölümcül olabilecek bir dogumsal anomalidir.

Hafif sekildeki spina bifidalarda dogum sonrasi bir takim operasyonlarla düzelme sansi vardir. Bu anomalilerde açikta kalan dokudan alfafetoprotein (AFP) amniyon sivisina, buradan da anne kanina geçer. Anne kanindan yapilan testlerde bu gebelerde normal gebelerden daha yüksek miktarlarda alfafetoprotein saptanir. Spina bifidali gebeliklerin % 85'i bu test ile yakalanabilmektedir. Ancak test yapilan gebelerin %3-4'ünde her sey normal olmasina ragmen yüksek sonuç verebilmektedir. Bu nedenle tek basina test sonuçlariyla tani konmamaktadir.

Üçlü testte AFP yüksek ise ayrintili ultrason ile beyin dokusu ve omurgalar degerlendirilir. Ultrason ile saptanamayan bir durum varliginda amniyosentez yapilarak amniyotik sividaki AFP miktari ölçülerek kesin tani konulabilir. Ayrica amniyon sivisindaki asetilkolin esteraz enzimi nin miktarina da bakilabilir.

AFP degeri yüksek fakat amniyosentezde ve ayrintili ultrasonografide anomali saptanmayan gebeliklerde, bebegin büyüme ve gelismesinin daha yakin takip edilmesi önerilmektedir. Anne kaninda yapilan üçlü test ile Down sendromu ile birlikte trizomi 18 riski de hesaplanabilmektedir. Down sendromlu bebekte normalde iki tane olmasi gereken 21. kromozom üç tanedir.

Trizomi 18de ise ayni problem 18. kromozomdadir. Trizomi 18li bebekler yasamla bagdasmaz ve genel olarak anne karninda veya dogumdan hemen sonra ölürler. Trizomi 18 görülme sikligi Down sendromuna göre oldukça azdir.

Down sendromu (Trizom 21, mongolizm) yaklasik olarak 850 dogumda bir görülür. Tedavisi olmayan bu kromozom anomalisinde fiziksel ve zeka geriligi olan bebekler söz konusudur. Down sendromu görülme sansi yasa bagimli olarak artar. Özellikle 35 yasin üzerinde risk önemli bir boyuta ulasir. Ancak tüm Down sendromlularin %25-35i yalnizca 35 yas üzeri gebelik ürünü iken %70-80e varan oranlarda genç gebeliklerdedir.

Üçlü testle Down sendromlu bebeklerin %60'ina yakini (%5 yalanci pozitiflikle) yakalanabilmektedir. Son yillarda üçlü testin Down sendromu yakalama sansini daha da arttirmak amaciyla teste kandaki Inhibin A adi verilen biyokimyasal degerinin de ölçülüp eklenerek testin dörtlü test sekline dönüsmesi için yapilan çalismalar umut vericidir. Down sendromu riski yüksek çikmis gebeliklerde kesin taniyi koyabilmek için anlatildigi sekilde genetik amaçli amniyosentez yapilmasi gereklidir.

Üçlü tarama testinin asil amaci yasamla bagdasabilen ve ömür boyu zeka geriligi ile giden Down sendromlu bebekleri yakalamaktir. Amniyosentez sonucu yakalanan Down sendromlu bebekler çikarilan saglik kurulu kararlariyla tahliye edilirler.

Üçlü test ile diger bazi anomalileri de saptamak mümkündür. Bebegin karin duvari anomalilerinde (gastrosizis, omfalosel), böbrek anomalilerinde de test sonuçlari yüksek çikabilir. Bu nedenle üçlü testte artmis risk saptanan gebelere amniyosentez yapmadan önce tüm bu anomaliler açisindan ayrintili ultrasonografik degerlendirme (II. basamak ultrasonografisi) yapilmalidir.

♀ 4. kontrol: 22-24. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Ultrasonda; servikal (rahim agzi) uzunluk ve sekli ölçülür. Bebek özellikle kalp, beyin ve diger iç organlar açisindan degerlendirilir.
• Servikal kültür ve fresh testleri
Gizli vaginal enfeksiyonlari arastirmak için yapilir. Gebelikte özellikle düsen hücresel tip vücut direnci nedeniyle firsatçi enfeksiyonlar olarak tabir edilen bazi vaginal enfeksiyonlar gelisebilir. Bunlarin basinda özellikle mantar enfeksiyonlari (candida), yanisira Trichonomas ve Gardnerella enfeksiyonlari da sayilabilir.
Genel olarak tedavi edildikten sonra nüks eden bu rahatsizliklar ilerleyen gebelik haftalarinda tekrar tekrar tedaviye gerek duyabilirler.

♀ 5. kontrol: 24-28. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Tam kan sayimi
Anne adayinin kan sayimi yapilarak gebeligin bu ilerleyen haftalarinda aneminin gelisip gelismedigine bakilir.
• Tam idrar tetkiki
Idrarda gizli enfeksiyonlarin varligi arastirilir. Özellikle gebelerde her hangi bir sikayet olusturmaksizin yalnizca idrar tahlillerinde bakteri ve lokosit görülmesi ile karakterize gizli idrar yolu enfeksiyonlari (asemptomatik bakteriüri) erken doguma ve böbrek enfeksiyonlarina (pyelonefrit) neden olabilir. Tam idrar tetkikinde böyle bir durum saptanirsa idrar kültür-antibiyogram testi yapilarak üreyen mikroorganizmanin türüne göre antibiyotik baslanmalidir.
• 50 gram glukoz yükleme testi
Bu gebelik haftasinda kisilere sabah aç karinla 50 gram toz glukoz sulandirilarak içirilir ve bir saat sonrasinda tetkik için kan alinir. Alinan kan örneginde kan sekeri degerinin 140 mg/dl ve üzerinde olmasi durumunda test pozitif olarak kabul edilir ve bu gebelerde bir gün sonra 100 gram standart glukoz tarama testine geçilir.

Bazi gebeler bu oldukça tatli olan bu suyu içmede problem yasayabilirler, örnegin bulanti ve kusmalari olabilir. Bu durumda laboratuara giderken yanlarinda limon götürüp tatli suyun içine sikmak suretiyle sikayetleri genel olarak giderilecektir. 100 gram standart tarama testinde bu kez gebelerden sabah aç karinla kan alinir ve hemen sonrasinda 100 gram toz glukoz sulandirilarak içirilir. Içimden 1 saat, 2 saat ve 3 saat sonra tetkik için kan alinir. Böylece açlik kan sekeri ile birlikte toplam 4 ayri kan sekeri degeri elde edilmis olur. Bu 4 degerden 2 veya daha fazlasinin standart degerlerin üzerinde olmasi durumunda gebeler gestasyonel diabet (gebelige bagli diabet, gizli seker hastaligi) teshisi alarak kalori kisitlamasi amaciyla diyetisyene konsultasyona gönderilirler.

Gestasyonel diabeti olan gebelere diyetten kalori kisitlamasi yapilmazsa annenin kan sekeri degerlerinin genel olarak yüksek olmasinin bir sonucu olarak; bebegin normalden iri olmasi, dogumun zor olmasi, amnios suyunun normalden fazla olmasi ve buna bagli erken dogum riskleri gibi durumlar olusabilecektir. Ayrica dogan bebeklerde dogum sonrasi kan degerlerine bagli metabolik sorunlar meydana gelebilecektir. Normale göre iri bebekler (makrozomi) halk arasinda tosuncuk olarak tabir edilirler.

• Indirekt Coombs Testi : Bu haftada yalnizca kan uyusmazligi olan gebeler yeniden Indirekt Coombs testine bakilarak degerlendirilir, sonuç negatif ise bebegin etkilenmedigi anlamina gelir. Bu durumda gebeligin sonuna kadar etkilenmeden (immünizasyon) korumak amaciyla gebeye Anti D Immunglobulin ignesi yapiliir.

♀ 6. kontrol: 32. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Ultrasonda; fetusun gelisimi, iç organlari ayrintili olarak degerlendirilir. Ayrica amniyon sivisi, bebegin durus sekli, plasentanin yeri ve görüntüsü, bebegin rahim içindeki aktif hareketleri incelenir.

♀ 7. kontrol: 34. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• 6. kontrolteki islemler tekrarlanir. Riskli durumlarin varliginda Doppler ultrasonografi ve NST gibi ek tetkikler istenebilir.

♀ 8. kontrol: 36. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Utrasonda özellikle bebegin durusu, amnios sivisi, plasentanin görünümü ve bebegin aktif hareketleri incelenir.

♀ 9. kontrol: 38. hafta (gebelik testleri hamile gebe takibi)
Bebeklerin saglik durumunu tespit etmek için birçok yöntem kullaniyoruz. Hiçbir yöntemin tek basina duyarliliginin %100 olmadigini unutmamak gerekir. Gebelik izlemlerinde günümüzde yapilan arastirmalarin çogu, anne adaylarinin ve fetusun içinde bulundugu ortami saglikli kilmak veya bu ortamin saglik düzeyini tespit edebilmek içindir. Teknolojik gelismelerin ve bilgi çaginin sundugu olanaklari tibbin her alaninda oldugu gibi riskli gebeliklerin tespitinde ve takibinde kullanmak bir avantajdir.

Son haftalarda bebegin iyilik durumunu gösteren standart olarak üç ayri yöntem vardir. Bunlar:
* Ultrasonografik degerlendirmeler
* NST
* Bebek hareketleridir.

Bunlardan ilk ikisi hekim tarafindan incelenirken bebegin hareketleri anne adayi tarafindan degerlendirilmelidir. Bebegin hareketlerindeki ani azalma durumunda bu bebegin sikintiya girdiginin bir ifadesi olabilir. Bu durumda gebe hekimini bilgilendirmelidir.

Ayrica bebegin biyofizik profil skorlamasi yapilir. Biyofizik skorlama; ultrasonda rahim içindeki bebegin aktif bazi hareketleri ve amniyon sivisinin miktari yanisira NST bulgularinin hep birlikte degerlendirilerek skorlanmasidir. Bebegin sagligini gösteren önemli bir kriterdir. Özetle, biyofizik profil skorlamasi; gebeligin ultrason görüntülemesi ile NST bulgularinin birlikte degerlendirmeleridir. Teshiste tek bir yöntem yerine kombine olarak düsünülerek karar verilmelidir.

• NST (Non-Stres Test, Kardiyotokografi) : NST, özellikle son yillarda gebelik takiplerinde vazgeçilmez bir yöntem haline gelmistir.

Kardiyotokografi (kardiyo=kalp, toko=rahim kasilmasi) veya kisaca \"toko\" adi verilen cihazla bebegin kalp atislarinin seyrini, bebek hareketleriyle ve varsa kasilmalarla olan iliskisini temel alarak bebegin iyilik halini degerlendiren bir testtir. Dogum eylemi esnasinda da ayni amaçlarla kullanilir. Prob olarak tabir edilen ve gebenin karni üzerine sabitlenen iki alici ucu vardir. Problardan biri rahmin kasilmalarini (uterin kontraksiyon) digeri ise bebegin kalp seslerini algilar. Algilanan kasilmalar ve kalp sesleri cihaz tarafindan bir grafik kagit üzerine aktarilir.

Yaklasik 20 dakika süren bu islem sirasinda gebelerden, bebeklerin her hareketlerini hissettiklerinde ellerine verilen küçük bir butona basmalari istenir. Böylelikle; bebegin kalp atim hizi ve reaktivitesi (atim hizindaki degiskenlikleri), rahimdeki kasilmalar ve bebegin kalbinin bu kasilmalara verdigi cevaplar hekim tarafindan degerlendirilerek bebegin sagligi hakkinda dolayli bir bilgi elde edilmis olur. Bebek hareketlerini hisseden gebe elindeki butona basar.Kalp atimlari ve rahim kasilmalari ayni anda bir grafik kagit üzerine basilir. Üst kisim kalp seslerine, alt kisim ise rahim kasilmalarina aittir. NST özellikle gebeligin son aylarinda bebegin sagligini gösterdigi gibi dogum sirasindaki monitörizasyonda (izlemde) da son derece önemlidir.

Riski olmayan gebeliklerde, NST uygulamasina 37. gebelik haftasindan sonra haftada bir, 40. gebelik haftasindan sonra ise 3 günde bir tekrarlanmasi önerilir. NST islemi öncesi annenin karbonhidrattan zengin diyetle karnini doyurarak tok olmasi önerilir. Uygulamanin, bebege hiçbir olumsuz etkisi yoktur. NST özellikle anne adayinin bebek hareketlerinde azalma oldugunu ifade ettigi durumlarla, kasilmalarin varligindan süphelenildigi anlarda kullanildiginda oldukça degerli bilgiler saglar. Bu sekilde dogum eyleminin baslayip baslamadigi, bebegin içeride sikintida olup olmadigi indirekt olarak anlasilabilir.

• Renkli doppler ultrasonu : Renkli doppler ultrasonografi, son yillarda giderek daha fazla uygulama alani bulmaktadir. Özellikle anne adayinin risklerinin belirlenmesinde ve bebegin saglik durumunun degerlendirilmesinde kullanilmaktadir. Doppler ultrasonunda özetle bebege giden kan akimina bakilir.Kan akiminin bozulmasi (azalmasi veya geriye kaçmasi) durumlarinda bebek hayati riske girer. Damarlardaki direnç artisi kan akimindaki azalmayi ifade eder.

Ayrica bebekle plasenta arasinda göbek kordonu içerisindeki umbilikal arter, umbilikal ven ve bebegin beyin damarlarindaki dalga sekillerindeki bozukluklar, bebekteki dolasim bozuklugunu saptayabildigi gibi siddetini de belirleyebilmektedir. Doppler ultrasonda dolasimsal bozukluk tespit edildiginde daha sonraki dönemlerde bebegin durumunda kötülesme riski artmistir.

Özellikle preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) veya bebegin rahim içi gelisme azligi (IUGR) gibi durumlarda damarlardaki direnç artisi gidisatin olumsuz yönde oldugunu gösterir. Gebeligin 12-14. haftalarinda yapilan Ductus venosus doppler i bebekte basta kalp anomalileri olmak üzere Down sendromu gibi bir takim kromozom bozukluklarinin erken teshisinde umut vermektedir.

• Kan biyokimyasi, Tam kan sayimi, Tam idrar tahlilleri, Hbs Ag, Anti Hbs, HCV, HIV, TORCH tetkikleri tekrarlanir. Dogum öncesi doguma veya olasi sezaryene hazirlik amaciyla bu testler tekrar gözden geçirilir. Sezaryen planlaniyorsa bu tetkik sonuçlari anestezi açisindan da önemlidir.

• Dogum konusunda bilgilendirme : Günü yaklasan anne adayina dogumla ilgili detayli bilgiler verilir.

♀ 39-42. haftalar arasi izlem (gebelik testleri hamile gebe takibi)
• Ultrason (gerekirse biyofizik profil)
• NST

♀ 38-40. haftalar arasi haftada bir, 40.haftadan sonra ise 3 günde bir uygulanmasi önerilir.
NSTsi normal(reaktif) olan 1000 gebenin 997sinin bebeklerinde ilk üç gün içinde hiçbir problem ortaya çikmadigi izlenmistir. Fetal iyilik durumunun izlenmesinde NST oldukça önemli bir yere sahiptir.

• Vajinal muayene (tuse) : Vajinal (pelvik) muayene tuse adini alir. Amaç kalça kemigiyle (pelvis) ve rahim agzinin (cervix) degerlendirilmesidir. Bu sekilde pelvis girimi, kemik çikintilar, pelvis çatisi ayrintilica degerlendirilir. Bunun yanisira rahim agzina (cerviks) da bakilir.

Dogum isaretleri konusunda gebe bilgilendirilir.
♀ 40. haftadan sonra ise gebenin doguma kadar haftada iki kez görülerek degerlendirilmesinde yarar vardir.

♀ 42. haftaya kadar dogumu baslamayan gebeler ise hastaneye yatirilarak dogurtulmalidir. Çünkü bu haftadan sonrasi Gün asimi (Surmaturasyon, posterm) gebeligi olarak degerlendirilir ve bebegin içeride sikintiya girme riski oldukça artmistir.

Gebeliklerin risklerine göre bu testler yer degistirebilir, izlemler daha siklastirilabilir veya daha ayrintili testler istenebilir.