Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Üreme Erselikler Memeliler

img En ilkel üreme yolu, ikiye bölünme yoluyla üremedir. Amipler, bakteriler ve bazi denizanasi ve solucan türlerinde görülen bu sistemin avantajlari söyledir; Cinsel üremede yavrulamak için iki cinsin varligi gerektigi ve üstelik de bunlardan sadece disi yavrulayabildigi halde, bölünme yoluyla üremede her \"eriskin\" belirli bir olgunluga ulasip çogalmaya baslayabilir.

Burada, cinsel üremede o kadar gerekli olan, uygun bir es arama, bekleme, kur yapma ve sevismeyle harcanan bir zaman yoktur:üreme her an mümkündür.

Bir baska açidan, bölünme yoluyla üreme, bu sistemi benimsemis olan canli türüne ölümsüzlük kazandirmaktadir: burada döl, ana-babanin kendilerinden disari attiklari ayri bir parça degildir; kendisi de tek bir varlik olan ana-baba bütünüyle döle, çok sayida döle dönüsmektedir. Kendi kisiligini yitirmekte ama böylece ölümden de kurtulmaktadir. Oysa cinsel üremede döl, bir yavru veya yumurta olarak dünyaya gelirken anne-baba da kendi ayri organik varliklarini sürdürürler; daha da olgunlasir, yaslanir ve ölürler.

Burada ölümsüz olan yalnizca bir bütün olarak türdür: bireyler, üreme sirasinda kisiliklerini korumakla birlikte ölüme mahkumdurlar. Ama bu da göstermektedir ki, cinsel üreme sistemi, isin içine haz duygusunu sokan kisilesmis cinsellige olanak vermektedir. Bu kisisellesme ve beraberinde getirdigi haz, toplumsal yasamda ask nedeniyle islenen cinayet ve intiharlarin da gösterdigi gibi, ancak bireylerin ölümü pahasina elde edilmektedir.

Yine de bölünme yoluyla üremenin bir avantaji : sayisal üstünlüktür. Tek hücreli organizmalar bir anda ortaya iki yüz yeni canli çikarabilmekte ve bunlar da çogalarak binlerle ifade edilecek sayilara ulasabilmektedir. Bu yeni varliklar baslangiçtaki tek organizmanin tipatip benzeridir. Iste cinsel üremenin üstünlügü de bu noktada ortaya çikmaktadir.

Bölünme yoluyla üremede sayi vardir; ama çesitlilik yoktur; her organizma birbirinin aynidir. Cinsel üreme ; çesitliligi verir. Yeni canli, bölünmede oldugu gibi bütün genetik malzemesini tek bir anne-babadan almak yerine, anne ve babadan yarim yarim almaktadir. Bu yüzden; hiç birine tipatip benzememekte, her ikisinden de farkli olmaktadir.

Böylece ortaya birbirinden oldukça farkli bireyler çikmaktadir. Uzun sürede bu, gerek türün gelisimi gerekse yeni türlerin dogusu açisindan çok önemli bir avantaj saglayacaktir. Türlerin yeni dogmus örnekleri arasinda çesitli yönlerden eksiklik ve hastalik tasiyanlar olabilecegi gibi, çok üstün örnekler de yer alabilecektir. Ve evrimin temel mekanizmasi olan dogal seçicilik yasasi da eksik, hasta ve zayif örneklerin elenmesine, güçlü ve esnek olanlarin yasamasina ve yeni türlere dogru gelismesine yol açacaktir.

Iste bölünme yoluyla üremede mümkün olmayan budur : birlesme olmadigi için, yeni ve daha gelismis varliklar yaratmak üzere çesitli özelliklerin bir araya gelmesi diye bir durum da yoktur.Amipler bölünme yoluyla ürerler; insanlar ise cinsel birlesme yoluyla. Bu iki uç arasinda dogada oldukça çesitli ve bazan birbirinden ayirdedilmesi de güç olan çok sayida üreme biçimi yer alir. Ilkel yasam biçimlerinde, örnegin tek hücreli organizmalarda, beslenme ve üreme gibi bütün hayati etkinlikler tek bir hücrenin sinirlari içinde olup biter: hücreler ve organlar arasinda bir isbölümü, bir uzlasi yoktur.

Evrim merdiveninin basamaklarini çiktikça gerek çesitli hayati etkinlikler gerekse bunlarin araci olan hücre ve organlar arasinda bir ayrisma görülür. Üreme için gerekli olan iki cins, erkek ve disi, birbirinden ayrilir. Digerlerinin yanisira yalnizca üreme hedefine yönelik hücreler (sperma ve ovum) ve organlar (penis ve vajina) ortaya çikar. Giderek, diger güdü ve duygulardan ayri olarak cinsel güdü ve duygular olusur.

Ilkel yasam biçimlerinde, özellikle hareket yetenekleri sinirli olanlarda cinsel organlar ayrismamistir ve üreme büyük ölçüde rastlantisal ve bu yüzden de israfli bir yoldan yapilmaktadir. Bunun en tipik örnegi istiridyelerdir: kayalara yapisik yasayan bu hayvanlar ; erkeklik ve disilik arasinda gidip gelmekte, gereginde disi gereginde de erkek olmaktadir. Bir istiridye,, erkek oldugu zamanlarda milyonlarca gamet (seks hücresi) salmakta ve bunlarin gidip diger istiridyeler tarafindan üretilen disilik hücreleriyle birlesmesini suyun akisina birakmaktadir. Ve tabii, bu hücrelerin çok büyük bölümü de hedefine ulasamamaktadir.

Baliklarin çogunda da, hareket yetenegi olmasina ragmen, yine bu yöntem islemektedir. Disi balik, yumurtalarini belli bir yere birakmakta, erkek balik da onlarin üzerinden yüzerken içinde sperma bulunan süte benzer bir sivi fiskirtmaktadir. Su var ki, erkek balik sperma salgilamadan önce yumurtalarin çevresine gittigine göre, buna cinsel çekiciligin baslangici olarak bakilabilir.

Erselikler : Cinselligin belirsizligi ve uzmanlasma eksikligi, yasamin alt biçimlerinde oldukça yaygindir. Örnegin solucanlar erseliktir; yani hem erkek hem de disi cinsel organa sahiptirler. Yine de üremek için mutlaka bir baska solucanin varligi zorunludur. Çiftlesme sirasinda iki solucan birbirine sperma alip verir. Daha sonra her iki solucan da bu spermalari kendi yumurtalarini döllemek için kullanirlar.

Evrimin basamaklarinda çikildikça, cinsel birlesme biçiminin bireysel temasa dönüsmesine olanak veren dis üreme organlari belirmektedir. Örnegin erkek köpek baliklarinda karinalti yüzgeçlerinin uzantisi durumunda bir çift \"boynuz\" bulunur. Sperma bu boynuzlarin çevresindeki oluklu derinin içinden akar. Erkek köpek baligi disiyi arar, boynuzlarini onun gödenine sokar ve sperma dolu siviyi fiskirtir. Ahtapotlardaysa erkegin emici kollarindan biri, belirli dönemlerde dis üreme organi görevini üstlenir; ahtapot bu kolla kendi vücudunda ürettigi spermayi emer ve disinin deligine fiskirtir.

Ahtapot türlerinden birinde daha da garip bir çiftlesme yolu vardir. Ahtapotun spermayla dolu olan kolu kendi vücudundan ayrilmakta ve disiye kadar yüzerek gidip birlesme eylemini kendi basina yerine getirmektedir.

Memeliler : Memelilere dogru çikildikça, dis üreme organlari daha belirginlik kazanmaktadir. Yine de bu, oldukça karmasik ve çeliskili bir gelismedir. Örnegin; bazi sürüngenlerin, yilanin ve kertenkelenin, disinin deligine soktuklari bir erkeklik organlari vardir. Buna karsin, bu tür sürüngenlerden türemis kuslarda çogu türlerin herhangi bir özel çiftlesme organi yoktur; kuslarda böyle bir organa yalniz kaz ve ördeklerde rastlanmaktadir.

Bazi sineklerde \"penis\" , yani disari çikik üreme organi disidedir; erkek sinek bu organi kendi sperma haznesinin içine alir. Büyük hayvanlarda penisin disiye sperma aktarma görevini yerine getirebilmesi için oldukça büyük olmasi gerekmektedir. Yaban domuzunda penis 45 cm. ,aygirlarda 75 cm., bogalarda 90 cm., fillerde 150 cm., ve en büyük hayvan olan mavi balinada da 2,5 metredir. Bununla birlikte, dört ayak üzerinde yürüyen memelilerin çogunda normal olarak penis karnin altindaki bir torba içinde gizlenmistir ve disardan görülmesi kolay degildir.

Genel olarak türler gelisip karmasiklastikça, dis üreme organlari da spermalarla yumurtalarin en iyi sekilde birlesmesini saglayacak sekilde gelisir. Bu gelisme ayni zamanda organlarin duyarliliginin artmasi, sinir ve kan damarlariyla dolmasi demektir; penisin sertlesmesini ve disilik organina kolayca girebilmesini, bu damarlarin kanla dolmasi saglamaktadir.

Üreme organlarinin, merkezi sinir sistemine sikica bagli olusu da çiftlesmeyi iki cinsin duyarsiz kalabilecegi bir eylem olmaktan çikarmakta, siddetli duyular ve heyecan yaratan bir eyleme dönüstürmektedir. Evrim basamaklarinda ilerledikçe; üreme, cinsellikle gitgide ayrilmaz bir duruma gelir. Ve insana gelindiginde cinsellik de yeni bir dönusüm geçirmekte, kisilesmis cinsellik ve ask olaya katilmaktadir.

Diğer 'Yaşam' Yazıları