Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Prostat Kanseri Prostat Ameliyati

img PROSTAT KANSERI NEDIR?
Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)degisikliklerdir. Erkeklerde en sik görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldügü tespit edilmistir.Yine Amerika'da her yil 200.000 yeni hasta ve 38.000 ölüm saptanmaktadir. Genellikle 50 yas üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasiligi vardir. Prostat mesanenin altinda, rektumun önünde yerlesmis ceviz büyüklügünde birbezdir. Prostat ejekulasyon esnasinda spermin disari atilmasi için gerekli akiskan sivinin ve enzimlerin 1/3 ünü salgilar. Ejakulatin içinde yer alan sperm testislerde yapilir, vas deferens adi verilen tüpler tarafindan tasinir. Bu esnada prostattan bu katki maddelerini alir ve penise ulasarak disari atilir. Prostatin arkasinda ki seminal kabarciklar bu akiskanin yapildigi yerdir. Prostata direkt temasi ve yakinligindan dolayi kanser bu seminal kabrciklari ve prostati saran kapsülü de etkileyebilir. Bu durumda ameliyat kanseri yok etmek açisindan pek faydali olamayabilir. Rektuma olan komsulugundan dolayi Rektal muayene prostat hakkinda fikir verebilen iyi bir muayene usuludur.

NEDENLERI :
Prostat kanserinin sebebi henüz bilinmemektedir. Ancak bazi faktörlerin kansere yakalanma riskini arttirdigi bilinmektedir. Birinci faktör ailede prostat kanseri hikayesinin bulunmasidir.Babasinda veya kardesinde prostat kanseri bulunan bir kisinin kansere yakalanma riski iki katartmaktadir. Yasli kisiler daha büyük risk altindadirlar.Prostat kanseri tanisi konmus kisilerin 3/4 ü 65 yas ve üzerindedir. Afrikali-Amerikalilarda daha sik görüldügü söylenmektedir. Prostat kanseri ile erkeklik hormonu arasinda bir iliski oldugu sanilmaktadir. Kisirlastirilmis erkeklerde prostat kanserinin görülmemesi buna delil olarak gösterilmektedir. Östrojen hormonu (kadinlik hormonu) kan seviyelerinin yükseldigi agir karaciger hastaliklarinda prostat kanseri riski azalmaktadir. Çevresel faktörler riskin artmasinda rol oynar. Asyali lar prostat kanseri riski açisindan daha sanslidirlar. Japon erkeklerinde prostat kanseri görülme riski Amerikali'lardan yaklasik 40 kez daha azdir. Ancak ilginç olan konu Amerika'ya göç etmis Asyalilarda riskin arttigi görülmüstür. Bu da çevre ve beslenme faktörlerinin önemini göstermektedir.

BELIRTILERI :
Prostat kanseri genellikle ileri asamalarina kadar bulgu vermez. Iyi bir doktor muayenesi ve Prostate Specific Antigen (PSA) adi verilen bir kan tahlili ile genellikle bulgu vermeden önce erken evrelerde tanisi konulabilir. Ileri evrelerde ise prostat bezinin büyümesine bagli idrar yapamama, idrar veyasemen sivsinda kan görülmesi gibi bulgular verebilir. Ayica agri ve empotansgibi bulgular da verebilir. Hastaligi önlemenin kesin yollari bilinmemekle birlikte saglikli yasam içingerekli genel kurallari ( egzersiz ve düsük yagli diyet) uygulamak yararli olabilir.

TANI :
Prostat muayenesi rektal tuse ile yapilir. Rektumdan yapilan muayenede prostat kenarlari düzensiz ve noduler olarak ele gelir. Prostate Specific Antigen (PSA) testinin bulunmasi ile prostat kanseri tanisinda yeni bir çag açilmistir. Bu test ile kanser henüz bulgu vermedigi çok erken asamalarda dahi taninabilmektedir. Prostate Specific Antigen (PSA) prostat bezi tarafindan yapilan ve semen sivisinin yapisinda olan küçük bir protein molekülüdür. Bu molekül normalde kanda ya hiç bulunmaz veya çok düsük seviyelerde bulunur. Ancak prostat kanserlerinde PSA nin kan düzeyleri çok yükselir. Bazi kanser disi durumlarda da PSA da yükselmeler görülürse de bunlar küçük düzeylerde ve geçici yükselmelerdir. Bu durumlari ayirt edebilmek için PSA dayükselme saptayan doktor tekrar test isteyebilir. 4-10 ng/ml arasinda çikan ortadüzeydeki PSA seviyeleri üroloji konsultasyonu gerektirir. 10 ng/ml üzerindeki seviyelerde ise ürolojist tarafindan biopsi konusunda degerlendirilmelidir.

Prostat Kanserlerinin % 5-10 kadarinda PSA yükselmeyebilir. Bu sebeple rektal muayene ve PSA tanida tamamlayici rol oynar. Sadece biri yeterli olamaz.Bu yöntemlerden herhangi birinde prostat kanseri süphesi olursa Ürolog Doktorunuz biopsi isteyebilir. Biopside ultrason esliginde rektumdan prostata bir cins igne ile girilerek mikroskop ta incelenmek üzere parça alinir. Kanser tanisi konulursa kanserin ilerleme derecesi Gleason Score ile evrelendirilir.Bu skala doktorunuzu hastaligin gidisi, tedavisive ne kadar yayildigi hakkinda bilgilendirir. 10 en yüksek evredir ve hastaligin kötü oldugunu gösterir.PSA düzeyindeki yüksekliklerde hastaligin evresi hakkinda fikir verebilir. Genellikle 6 ve üstü Gleason scoru ve 20-30 ng/ml PSA seviyesi kanserin prostat bezi disinada yayildigini gösterir.

Kanser ayni zamanda klinik evrelemeye de tabi tutulur. Klinik evrelemede çesitliyöntemler kullanilir. En çok kullanilan T1-T4 evrelemesinde:
T1-T2 de kanser prostat bezinde sinirli kalmistir.
T3 de yakin dokulara da metastaz (yayilim)yapmistir.
T4 de ise uzak organlara da yayilim vardir.

Eski ancak hala kullanilanbir sistem de ise:
Evre A ve B de kanser prostat bezinde sinirli kalmistir.
EvreC de yakin dokulara da metastaz (yayilim) yapmistir.
Evre D de ise kemik gibi uzak organlara da metastaz yapmistir.
Doktor bunlardan baska uzak metastazlari da arastirmak için kemik taramalari,röntgen, MR, BT gibi tetkikler isteyebilir.

TEDAVI :
Tedavide hastanin yasi, kanserin ilerleme düzeyi, hastanin genel saglik durumu, gibi çesitli etmenler göz önünde tutulur.

Radyasyon Tedavisi (Disaridan Isin Tedavisi):
Sadece prostatta sinirli kalmiskanserlerde ameliyat ve radyasyon tedavisi esit iyilesme saglar. Son 20 yildir gelistirilen radyoterapi tetkikleri komplikasyonlari en aza indirmistir.Genellikle iki ay boyunca günlük dozlarda radyasyon verilir ve iyi tolere edilir.Anestezi ve hastanede yatmayi gerektirmez.Agri hissedilmez. Herbir tedavi sadecebirkaç dakika sürer. Tedaviden sonra hastalar günlük aktivitelerine devam edebilirler.

Radikal Prostatektomi:
Prostat ve bagli seminal kabarciklar beraberce ameliyatla alinirlar.Bir kaç gün hastanede yatmayi gerektirir. Genel veya Lokal anestezi ile yapilir. Ameliyat sonrasinda bir miktar sonda tasimak gerekebilir.Radikal Prostatektomi de amaç kanserli dokunun tamamini alabilmektir. Eger bu basarilabilirse o zaman baska tedaviye gerek duyulmaz. Ancak bazen açildiktan sonra kanserli dokunun prostat disinda lenf bezlerine veya çevre dokulara da genislemis oldugu görülebilir. Böyle durumlarda kanserli dokunun tamami alinamaz ve ameliyat sonrasi radyasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Radyasyon Tedavisi (Brachytherapy):
Disaridan verilen radyasyon tedavisi de radikal prostatektomi de hastalarda ereksiyon yetenegini sinirlarlar. Bunu engellemek için Brachytherapy adi verilen bir radyasyon tedavisi yöntemi kullanilir. Karin içine legen kemiginin dibine, rektumun önüne, testislerin gerisine konan metal kateterler ile radyoaktif madde öldürülmek istenen kanserli dokuya verilir.Böylece çevre dokulara verilecek isin dozu azaltilarak ereksiyonu saglayacaksinir ve damarlarda daha az hasar neden olunur.Çok sik uygulanan bir tedaviseçenegi degildir.

Hormon Tedavisi:
Kanser prostat disina da yayilmissa genellikle hormonal tedaviuygulanir. Hormon tedavisinin hedefi testislerden erkeklik hormonu salinimini baskilamaktir. Çogu zaman erkeklik hormonunun baskilanmasi ile prostat kanserindekigelisme durdurulabilir. Bu tedavinin en kolay ve en hizli yolu testislerin alinmasidir. (kastrasyon, kisirlastirma) Ancak genellikle günlük agizdan alinan ilaçlar yada aylik veya 3 aylik enjektabl ilaçlar bu tedavide terch edilir.

Evrelere Göre Tedavi:
Evre T1 ve T2 de(veya Ave B de) radyasyon tedavisi veya ameliyatla (radikal prostatektomi) tedavi ayni etkiyi gösterirler. Hastaligin bu asamasinda tedaviye hastanin durumuna göre ve olasi yan etkileri göz önüne alinarak karar verilir.Bir ürolog ve radyasyon onkolojisti ile görüsülmelidir.

Evre T3 veya C de sadece ameliyatla tedavi yeterli degildir. Çünkü kanser prostat disina da yayilmistir ve ameliyattan sonra radyasyon tedavisi de gerekecektir.Radyasyon tedavisi kalan mikroskobik kalintilari da öldürecektir.Birçok doktor bu evrede olasi komplikasyonlari önlemek için çok daha erken dönemlerde radyasyon tedavisine baslama taraftaridir. Hatta bu asamada yakalanan kanserlerin pek yüz güldürücü olmayan gidisini engelleyebilmek için radyasyon tedavisi ile birlikte hormontedavisi uygulamakta giderek daha çok kullanilan bir yöntemdir.

Evre T4 veya D de kanser kemiklere yayilmistir (metastaz)Tedavi semptomlarihafifletmek ve kanseri geçici olarak geriletmeye yönelik olarak yapilir. Kemik metastazlarinin tedavisinde ameliyat veya radyasyon tedavisi gerekebilir

Prostat kanseri de prostat büyümesi gibi 40 yasindan sonra ortaya çikmaya baslayan bir hastaliktir ama BPH'nin aksine kanser odaklari adenom dokusu ile iliskili degildir, gerçek prostat dokusu'ndan kaynaklanir. Bu özelliginden ötürü normal büyüklükteki bir prostat'ta, adenom nedeni ile büyümüs bir prostat'ta, hatta prostat büyümesi nedeni ile ameliyat geçirmis bir prostat'ta kanser ortaya çikabilir, ayni prostatta kanser ve adenom birlikte bulunabilir. Prostat kanseri özellikle erken dönemlerinde çok sinsi bir hastaliktir, kiside kanserle birlikte prostat büyümesi ve buna bagli sikayetler mevcut degilse kanserin kendisine özgü hiç bir belirtisi bulunmayabilir. Prostat kanseri'ni erken dönemde yakalamanin tek yolu 40 yasindan sonra her erkegin düzenli olarak yilda bir kez prostat muayenesi ve PSA adi verilen kan tahlilini yaptirmasidir.

Erken dönemde yakalanan prostat kanseri'ni radikal prostatektomi adi verilen özel bir prostat ameliyati yöntemi ile tüm prostati çikartarak tamamen tedavi etmek mümkündür. Kanser erken dönemde yakalanmazsa öncelikle bölgesel olarak yayilarak prostat dokusunun disina tasar ve radikal prostatektomi ile tedavi edilemeyecek duruma gelir. Ayrica komsu organlar olan dis idrar kanali, mesane ve kalin barsak son bölümü'ne yayilarak çok ciddi idrar yapma sorunlarina, idrarla birlikte gelen siddetli kanamalara ve diskilama problemlerine yol açar.

Prostat kanseri sadece lokal yani bölgesel olarak yayilmakla kalmaz, kanser hücreleri lenfatik damarlar ve kan damarlari ile vücuda dagilarak uzak organlara da yerlesirler. Tip dilinde uzak metastaz olarak adlandirilan bu durumdan en çok kemikler, akcigerler, karaciger gibi iç organlar ve beyin etkilenir. Hepsi çok önemli islevler yüklenmis olan bu organlarda kanserli dokularin yerlesip büyümesi ile, organin yüklendigi göreve göre degisen bozukluklar, örnegin siddetli kemik agrilari, kan yapim bozukluklari, solunum problemleri ve balgamla olusan kanamalar, karaciger yetmezligi gibi ciddi problemler ortaya çikar ve sonuçta hasta kaybedilir. Prostat kanseri vücudun uzak bölgelerine yayildiktan sonra da çok etkili sekilde kontrol altina alinabilen bir hastaliktir. Bu nedenle kendisinde bazi degisikliklerden kuskulanan bir erkegin yapabilecegi en büyük hata kanser olmaktan korkarak doktora gitmekten kaçinmak ve hastaligin zor tedavi edilir hale gelmesine neden olmaktir.