Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Cinsellik Cinsel Islev Cinsel Istek Orgazm

img Masters ve Johnson(1966), insanin cinsel yanit sürecinin fizyolojik olarak birbirini izleyen 4 asamaya ayirdilar:
1- Uyarilma (Excitement)
2- Plato (Plateau)
3- Orgazm (Orgazm)
4- Çözülme (Resolution).

1974 yilinda Kaplan'in bunlara daha psikolojik bir boyut olan istek asamasini eklemesi ve diger asamalarin birlestirilerek tek baslik altinda toplanmasi ile Kaplan'in trifazik (üç fazli) modeli gelistirildi:
1- Cinsel istek (sexual desire)
2- Cinsel uyarilma ( sexual arousal)
3- Doyum (orgazm)

Önerilen bu fazlarin herhangi bir yerindeki bozukluk cinsel islev bozukluklarinin siniflamasina yardimci olur. Fizyolojik, bilissel ve davranissal bilesenler içeren ve gelisimsel ve kültürel etkilerle biçimlenen karmasik bir olusumdur. Androjenlerin erkekte cinsel istegin önemli bir belirleyicisi olduguna dair kanitlar vardir.

Hipogonadik (Hormonal seviyesi düsük) ya da kastre (igdis edilmis) erkeklerde disaridan verilen cinsiyet hormonlarinin (eksojen testesteronun) kesilmesi cinsel ilgide ani bir azalmaya yol açarken bunun tersi olarak disaridan verilen hormonlar (replacement therapy) cinsel düsünceleri belirgin biçimde arttirarak bir kaç hafta içinde cinsel istegin düzenlenmesini saglar.

Androjenlerin cinsel dürtü ve davranislari hangi mekanizma ile etkiledikleri tam olarak açikliga kavusmamistir. Ancak hayvan deneyleri beynin bir bölgesinde (median preoptik hipotalamik bölgenin ve bu bölge ile iliskili limbik yapilarin) cinsel davranisin düzenlenmesinde önemli rolü oldugunu göstermektedir.

Normal eriskin erkeklerde testosteron kan düzeyleri büyük bireysel farkliliklar gösterir. Cinsel dürtü ve davranistaki bireysel degisiklikler sadece testestoron düzeyleriyle açiklanamamaktadir. Yani cinsellik hormonlari ile cinsel istek arasinda direkt bag kurulamamistir. Estrojen gibi steroid ve prolaktin gibi nonsteroid hormonlarin ve endojen opiyat peptidlerin erkekte cinsel istek ve uyarilma üzerinde etkili oldugunu düsündüren bazi bulgular da vardir.

Örnegin yüksek prolaktin seviyeleri kandaki androjen düzeylerinden bagimsiz olarak cinsel istek azalmasina yol açabilir. Bu, prolaktinin dogrudan bir etkisi olabilecegi gibi cinsel dürtülerin devamindan sorumlu merkezi dopaminerjik aktivitenin azalmasini da yansitabilir.

Erkekte öznel cinsel heyecan ve zevk duygusuna eslik eden ereksiyon (penisin sertlesmesi) ile belirgin durumdur. Kadinda ise cinsel organlarda ortaya çikan hacim degisiklikleri ve islanma ile karekterizedir. Her iki cinste de cinsel zevkte doruga ulasmakla birlikte üreme organlarini olusturan yapilarin ve anüs ve cinsel organlar çevresindeki kaslarin ritmik kasilmasi, kalp-damar ve solunum degisiklikleri ve cinsel gerginligin bosalmasi ile karekterizedir.

Erkekte fizyolojik sürecin iki fazi vardir. Erkekte bosalmanin en iyi göstergesi ejakulasyon yani bosalma sayilabilir. Kadinda da benzer bir bosalma vardir. Kaslardaki gevseme daha ön planda yer alir.

Nöroendokrin (Iç salgi sistemi ve beyinle ilgili) arastirmalar oksitosinle cinsel uyarilma ve orgazm arasinda bir iliski bulundugunu göstermektedir. Orgazm boyunca psikofizyolojik olarak ölçülen perineal kontraksiyonlar, kan basinci yükselmeleri ve oksitosin plazma düzeyleri arasinda dogru oranti oldugunu göstermistir.