Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Karin Agrisi Çocuklarda Karin Agrilari

img Öncelikle konumuz çocuk hasta ve çocugun karin agrisi olduguna göre çocuk ve karin agrisi terimleri konusunda bilgilerimizi tazeleyelim. Çocuk hasta; yenidogan döneminden, adölesan döneme kadar olan zaman sürecindeki hasta toplulugudur. Karin agrisi ise, karin içi veya baska sistemleri ilgilendiren çesitli hastaliklarin seyri sirasinda siklikla karsilasilan bir semptomdur. Karin agrilarinin nedenleri çok çesitlidir. Bize karin agrisi ile basvuran hastalarin ancak % 5 inde ameliyati gerektiren bir hastalik bulunabilir. Bu grup hasta akut karin tablosu ile basvurmaktadir. Akut karin ise, daha çok intraperitoneal ancak zaman zamanda ekstraperitoneal bölgedeki inflamatuvar ve cerrahi tedavi gerektiren hastaliklarin ortak klinik semptom ve bulgularini tanimlayan bir terimdir. KARIN AGRISININ FIZYOPATOLOJISI :
Viseral yada Splaknik agri; Viseral peritonlu intraabdominal organlardan orijin alir. Içi bos organlardaki distansiyon, solid organlardaki kapsül gerilmeleri ve iskeminin yapmis oldugu uyarilar , viseral afferent sinir lifler ile spinal korda tasinir. Bu agri yaygin ve lokalize edilmesi güç bir agridir ve derin bir agri olarak ifade edilir. Agir viseral agri; terleme, tasikardi yada bradikardi, hipotansiyon, ciltte duyarlilik ve karin kaslarinda istemsiz spastik kontraksiyonlar gibi otonomik reflekslere de neden olur.

Somatik Agri; Somatik yada parietal agri, karin duvarindan, mezenterden veya diafragmadan orijin alir. Somatik afferent liflerle segmental spinal sinirlere tasinir. Somatik agri genellikle viseral agridan daha keskin ve daha bellidir ve daha iyi lokalize edilir.

Vuran Agri; Agri patolojik taraftaki dermatom boyunca hissedilir. Diafragmatik irritasyon omuz agrisi ile birlikte C4 dermatomunda, Bilyer agaç hastaliklarinda ise T9 dematomunda ve sirtta hissedilir.

KARIN AGRISI ILE GELEN HASTALARIN DEGERLENDIRILMESI :
Karin agrisi ile acil servise gelen hastalarin yasi ne olursa olsun, üçte birinin tanisi, tam olarak konulamamaktadir. Yenidogan ve bebek hastalarda agrinin lokalizasyonun tanimlanmasinin çok zor olmasi ve karin içi hacimlerinin de çok küçük olmasi nedeniyle tablonun degerlendirilmesi de zordur. Ayrica kemik pelvislerinin az gelismis olmasi, karin kadranlari arasindaki mesafenin azligi nedeniyle tablonun degerlendirilmesi daha da güçlesmektedir. Çocukluk çagindaki hastalarin degerlendirilmesi sirasinda hastanin öyküsü ve fizik inceleme çok önemlidir.

ÖYKÜ :
Öyküde hastanin yasi, karin agrisinin baslama sekli, devam ettigi süre, agri kesici ilaç alip almadigi çok önemli parametrelerdir. Bu parametreler degerlendirilirken, öykünün alindigi kisinin güvenilirligi, hastaligin basindan beri yaninda olup olmadigi, zeka ve bilgi düzeyi, mutlaka dikkate alinmalidir.

- Hastanin yasi; Acil servise huzursuzluk yada sürekli aglama nedeniyle getirilen bir yenidogan yada bebegin karin agrisi olabilecegini mutlaka düsünerek fizik inceleme ve tetkikler bu yönde yönlendirilmelidir. Süt çocuklarinda konjenital nedenler, invaginasyon, bogulmus fitiklar, kolik, 2 yasin üzerinde gastroenteritler, apandisit, Adölesan bir genç kizda ovulasyon agrisi (mittelschmerz) yada dismenore olabilecegi akildan çikarilmamalidir.

- Ani baslayan agrilar; Genellikle organ torsiyonlarini, içi bos organ perforasyonlarini , invaginasyonu düsündürür. Yavas baslayip artan agrilar; Akut apandisit, kolesistit. pankreatit gibi inflamatuvar hastaliklari düsündürür. Zaman zaman ortaya çikan, bir süre sonra ortadan kaybolan agrilar; Orak hücreli anemi, üriner enfeksiyon, paraziter enfestasyonlar, kistik fibrozis, kronik kabizlik ve inflamatuvar barsak hastaliklarini düsündürür. Karin agrisi 24 saat içinde geçmiyorsa altinda cerrahi bir patoloji aramak gereklidir.

- Agrinin lokalizasyonu da çok önemle degerlendirilmelidir. Mide, duodenum, proksimal ince barsak , safra yollari veya pankreasla ilgili hastaliklarda agri epigastrik bölgede, Apandisitde baslangiç döneminde ,distal ince barsak çekum ve proksimal kolonla ilgili hastaliklarda göbek çevresindedir. Distal kolon, üriner traktus ve pelvik organlarla ilgili agrilar genellikle suprapubik bölgede hissedilir.

- Agrinin yayilimi varsa ögrenilmelidir. Safra kesesi hastaliklarinda agri sirta ve sag skapulaya, diafragma irritasyonlarinda omuza, üreter ve ya gonadlardaki patolojilerde kasiga, pankreas, retroperitoneum ve sakrumla ilgili patolojilerde agri sirta yayilir.

- Agri ile birlikte kusma sik görülen bir semptomdur. Agri ile ayni anda baslayan kusma; üriner sistem koliklerinde, invaginasyonda, gastroenteritlerde görülür. Agridan bir süre sonra olan kusma da intestinal obstruksiyon ve akut apandisitte görülebilir.

- Özgeçmisde: Nefrotik sendrom, siroz, asit, karsinoma ve immün yetmezlik varsa primer peritonit olasiliginin yüksek oldugu düsünülmelidir.

Birkaç hafta önce geçirilmis bir ÜSYE, akut romatizmal atesi, künt karin travmasi ise pankreatit yada pankreatik pseudokisti düsündürmelidir.

- Diger sistem bulgulari: Agri ile birlikte öksürük olmasi; Sag alt lop pnömonisini yada tonsillite sekonder mezenterik lenfadenopatiyi , Alt gastrointestinal kanamasinin olmasi; Meckel divertikülünü, Henoch-Schönlein purpurasini, invaginasyonu, Hematürinin olmasi; ürolithiasisi, hemolitik üremik sendromu, Henoch-Schönlein purpurasini, Adet gören bir kiz çocugunda olmasi; Mittelschmerzi, over kisti torsiyonu yada rüptürünü düsündürür.

FIZIK INCELEME:
Karin agrisi ile gelen çocugun muayenesi sabirla, nezaketle ve yumusak olarak yapilmalidir. Incelemeden önce çocugun güveninin kazanilmasi çok önemlidir. Incelemenin ilk bölümü yalnizca gözlemle yapilir. Çocuk ailesi ile ve hemsire ile birlikte, muayene odasinda, yürüyebiliyorsa yürürken gözlemlenmelidir. Hekim ilk gözlemi ile hastaligin ciddiyeti hakkinda fikir edinmelidir. Peritoneal irritasyonu olan çocuk, bitkin ve ayaklarini karnina çekerek yatar. Kolik tarzinda agrisi olan çocuklar inler ve rahatsiz olarak ileri geri sallanirlar. Çocugu ayakta tutarak yukari ve asagi ziplatmak, periton irritasyonunun tespiti için oldukça faydali bir yöntemdir.

Sistemik muayene hem intraabdominal hem de ekstraabdominal karin agrilarini tespitinde çok önemlidir, Bu nedenle tam bir fizik inceleme yapilmalidir. Vital bulgular mutlaka kaydedilmelidir. Örnegin Hipertansiyon; Henoch-Schönlein purpurasi veya hemolitik üremik sendromla birlikte olabilecegi gibi, hipotansiyon; postmenstrüel bir kanama yada ektopik gebelikte bulunabilir. Tasikardi kompanse sok veya sepsisteki hipovoleminin belirtisi olabilir. Hizli solunum alt lob pnomonisi yada peritonitte görülür. Kussmaul seklindeki solunum diabetik ketoasidozu düsündürmelidir. Alt ekstremite derisindeki makulopapüler döküntüler Henoch-Schönlein purpurasini, Eritema marginatum akut romatizmal atesi, Sarilik safra yollari hastaliklarini, orak hücreli anemide hemolitik krizi, hepatiti, Eritema nodosum ve pyoderma gangrenosum ise inflamatuvar barsak hastaliklarini düsündürür.

Karin Muayenesi önce inspeksiyon ile baslar. Karin düz mü? Çökük mü? Yoksa distandü mü? Peristaltizm görülebiliyor mu? Travma izi var mi? Renk degisikligi var mi? Damar genislemeleri var mi? Yüksek yerlesimli testis yada bogulmus fitik var mi? Insizyon skari var mi? Bu bulgular degerlendirildikten sonra, oskültasyon yapilmalidir. Tüm karin kadranlari steteskop ile dinlenir. Hipoaktif barsak sesleri peritonit lehine degerlendirilir. Bes dakika boyunca barsak sesi duyulmazsa ileus düsünülmelidir. Barsak seslerinin artmasi gastroenteriti, çok tiz ve mekanik olan sesler obstruksiyonu düsündürür. Sira palpasyona gelmeden önce çocuga neresinin agridigi sorulur ve muayeneye agrinin olmadigi yerden baslanacagi söylenir. Eger mümkünse çocugun dikkatinin dagitilmasi amaciyla karmasik sorular sorularak muayeneye baslanir. Muayene sirasinda eller soguk olmamalidir. Islem sirasinda çocugun yüz görünümü gözlenmeli ve ona göre muayene yönlendirilmelidir. Sonraki asama perküsyondur. Kibar bir sekilde yapilan perküsyon, rebound duyarlilik için yeterlidir. Organ büyüklükleri de bu yöntemle tespit edilebilir. Timpanizm içi bos organ perforasyonlari ve intestinal obstruksiyonda görülebilir.

Palpasyon muayenede en degerli olan asamadir. Kibar palpasyon endiseli çocuklarda steteskopla dinleme yapilirken yapilabilir. Tüm karin en ince ayrintilari ile sistematik olarak palpe edilmelidir. Eger palpasyonda rijidite varsa perforasyon düsünülmelidir. Defans ve rebound cerrahi bir patolojinin, yani akut karinin göstergesidir. Derin nefes ve aglama periyotlari arasinda yapilan palpasyonla tümöral kitleler tespit edilebilir. Çocugun öksürtülmesi, pelvisinin hafifçe sallanmasi, topuklarinin ayakta iken kaldirilip yere vurulmasi sirasinda rebound hakkinda bilgi sahibi olunabilir. Karin muayenesi çocugun oturtularak kostovertebral duyarliliginin tespiti ve omurga palpasyonu ile bitirilir.

Eksternal genital muayene çocuklarda rutin olarak yapilmalidir. Erkeklerde balanit ve üretrit karin agrisi yapabilir. Inmemis testis varligi intraabdominal testiste torsiyonu akla getirebilir. Kiz çocuklarda vaginal atrezi yada imperfore himen karinda kitle yada akut karinla ortaya çikabilir.

Rektal muayene muayenenin en son parçasini olusturur. Islem yapilmadan önce mutlaka çocuga anlatilmalidir. Bol miktarda kaydirici kremlerle ve mümkün olan en yavas ve kibar sekilde yapilarak kitle varligi, duyarlilik, rektal kanama ve sfinkter tonusu hakkinda bilgi edinilebilir.

LABORATUAR :
Laboratuar çalismalari karin agrisinin nedenini bulmak için yardimci yöntemlerdir.

Tam kan sayimi (CBC); Enfeksiyon ve kanama ile ilgili bilgi verecek olan asil yöntemdir. Lökositoz akut apandisitlerin çogunda, intestinal obstruksiyonlarin yarisinda ve kolesistitlerin bazilarinda görülebilir. Gastroenterit ve nedeni belli olmayan karin agrilarinda % 31-43 oraninda lökositoz görülür. Periferik yaymada eritrosit destrüksiyonu ve trombositopeni olmasi hemolitik üremik sendromu gösterebilir.

Biyokimyasal tetkikler; Serum elektrolitleri ve kan gazlari, kusma ve diarede faydalidir. Karin agrili bir hastada metabolik asidoz olmasi sepsis, hypovolemik sok, diabetik ketoasidoz, zehirlenme veya böbrek yetmezligini düsündürür. Serum glukoz yüksekligi diabetik ketoasidozu, BUN ve kreatinin hidrasyon durumunu ve böbrek patolojisini gösterir. Karaciger Fonksiyon testleri ve amilaz tayini hepatit ve pankreatitte faydalidir. Pankreatitden süphe edildiginde, amilaz kreatinin klerens orani asagidaki formülle hesaplanmalidir.

Idrar amilazi Serum kreatinini

----------------- X --------------------------- X 100

Serum amilazi Idrar kreatinini


Buradan çikan sonuç % 5 den yüksekse hastada pankreatit oldugu kabul edilmelidir.

Idrar tetkiki; Karin agrili çocukta mutlaka yapilmalidir. Bakteriüri ve piyüri üriner enfeksiyonu gösterir. Üreter ve mesaneye yakin komsu olan inflame apendiks idrarda lökosit görülmesine neden olabilir. Hematürinin varligi ürolithiasisi, yada üriner enfeksiyonu düsündürür. Hematüri ile birlikte görülen proteinüri de Henoch-Schönlein Purpurasi ve hemolitik üremik sendrom düsünülür. Glukozüri diabet ve sepsiste görülür. Ketonüri diabetli veya oral olarak yetersiz beslenen hastalarda görülebilir. Sarap rengi idrar porfiriyi düsündürür.

Her ne kadar ülkemiz için daha az olasilik olsa da, karin agrisi olan seksüel olarak aktif olan adölesanlarda HCG testi yada gebelik testi, idrar yada kanda yapilabilir. Radyolojik tetkikler yapilmadan bu konu aktif olarak seksüel yasami olan adölesan kizlarda sorgulanmalidir. Pelvik inflamatuvar hastalik düsünülüyorsa vaginal ve servikal gram yaymalari yapilabilir.

Radyolojik tetkikler; Eger intraabdominal patolojiden kuvvetle süphe ediliyorsa, radyolojik tetkik olarak, yatarak yada ayakta direkt karin grafisi çekilmelidir. Eger hasta ayakta duramiyorsa sol yan dekübitis film, ayakta çekilen filmin iyi bir alternatifi olabilir. Eger pnömoniden süphe ediliyorsa, hastada öksürük ve takipne varsa akciger grafisi de çekilmelidir. Filmlerde hava-sivi seviyeleri, serbest hava, intestinal obstruksiyon, kalsifikasyon, yabanci cisim ve kitleler görülebilir. Hava-sivi seviyeleri, sentinel luplar, ve gazsiz karin; intestinal obstruksiyonu destekler. Diafragma altinda serbest hava perforasyonu gösterir. Yumusak doku kitleleri varliginda barsak gazlarinda yer degisikligi gözlenir. Radyoopak yabanci cisimler, apendiks ve Meckel divertikülünde fekalitler, safrakesesindeki ve üriner sistemdeki taslar da radyolojik olarak tespit edilerek tani koymada faydali olacaktir.

Eger karin grafileri süpheli ise ve tani koymakta faydasizsa ultrasonografi sonraki etap olarak düsünülmelidir. Ultrasonografi çocuklar için ideal bir yöntemdir. Agrisiz, noninvaziv, radyoaktif olmayan, kontrast madde gerektirmeyen ve pekçok sistemin degerlendirilebildigi bir yöntemdir. Tek olumsuz yani yapanin tecrübesi ile orantili olarak tani koydurucu olmasidir. Ultrasonografi ile alt karin agrisi olan adölesan kizlarin agri nedeni, pankreatit, kolesistit, apandisite yada baska enfeksiyonlara bagli apseler, hidronefroz , over kökenli lezyonlarin tanisi kolaylikla konulmaktadir. Ultrasonografi cihazlarindaki teknolojinin gelismesi ve yapan kisilerin tecrübesinin artmasi ile invaginasyon ve apandisitli hastalarin bazilarinda oldukça yüksek oranda tani konulabilmektedir.

Bilgisayarli tomografi ve dopler ultrasonografi de karin agrisi olan hastalarda azda olsa kullanilmaktadir. Travma ve intraabdominal kitlelerde tomografinin, akut skrotumlu olgularda doplerin faydali yöntemler oldugu gösterilmistir.

KARIN AGRILARININ SINIFLANDIRILMASI :
Bu konuda çok çesitli siniflandirmalar yapilabilir. Bunlardan yasa göre yapilan siniflandirma Tablo I. de gösterilmistir.

Tablo I. Yasa Göre Karin Agrisi Nedenleri:
Infant Çocukluk Dönemi Adölesan
Kolik Gastroenterit Ovulasyon agrisi
Invaginasyon Apandisit Pelvikinflamatuvar h.
Nekrotizan enterokolit Pankreatit Testis torsiyonu
Hirschsprung Hastaligi Henoch-Schönlein Purpurasi Inflamatuvarbarsak h.
Volvulus Hemolitik üremik Sendrom Biliyer hastaliklar
Inkarsere inguinal herni Peptik ülser hastaligi Ektopik gebelik
Perforasyon Konstipasyon
Üriner enfeksiyon
Fonksiyonel karin agrisi

Bir diger siniflandirma sekli de nedene göre yapilan siniflandirmadir. Bu siniflandirmaya göre de karin agrilari iki ana gurupta toplanabilir. Bunlar:

KARIN AGRISI NEDENLERI
1. Ekstraabdominal nedenler
a. Yansiyan karin agrisi : Visseral organlardan gelen agri ayni spinal segmenti paylastigi dermatoma ait deri alaninda, asil yerlesiminden uzakta hissedilebilir. Karin agrisi ile basvuran her çocukta yansiyan agrinin da olabilecegi dikkate alinmalidir.
b. Diger nedenlerle olan karin agrilari : Kursun zehirlenmesi, porfiri, epilepsi, diabet, astma, romatizmal ates, orak hücreli anemi, hiperparatiroidi.
2. Intraabdominal nedenler
a. Acil cerrahi girisim gerektirenler (akut karin)
b. Seyri sirasinda acil cerrahi girisim gerektirebilecekler
c. Acil cerrahi girisim gerektirmeyenler
3. Rekürren karin agrisi

Karin agrilari, olarak Tablo II. de ayrintilarla gösterilmistir.

Tablo II. Karin Agrilarinin Nedenleri
Ekstraabdominal Nedenler Intraabdominal Nedenler
Alt lop pnömonisi 1. Acil Cerrahi Girisim Gerektiren:
Diabetik ketoasidoz Invaginasyon
Romatizmal ates Akut apandisit
Orak hücreli anemi Meckel divertiküliti
Hemofili 2. Hastaligin Seyri Sirasinda Cerrahi Gerektirebilen:
Epilepsi Konjenital Aganglionik Megakolon
Kursun zehirlenmesi Nekrotizan enterokolit
Hiperparatiroidi Meckel Divertikülü
Vertebral disk inflamasyonu Inguinal herni
Porfiri Peptik Ülser
Safra kesesi hastaliklari
Safra kesesi hidropsu
Akalkülöz kolesistit
Kolelithiasis
Koledok kisti
Pankreatit
Primer peritonit
Adeziv intestinal obstruksiyon
Gastrointestinal yabanci cisimler
Malrotasyon
Duplikasyon
Mezenter kisti
Urakal kalintilar
Kistik fibrozis
Gonadal patolojiler
Paraziter hastaliklar
Askariasis
Amebiasis
Tifo
Polipler
Tümörler
Crohn hastaligi : %20 sine apandektomi yapilir
Ülseratif kolit
Henoch-Schönlein purpurasi
Hemolitik üremik sendrom
Pyojenik karaciger apsesi
Tüberküloz peritonit
Gastrointestinal hemanjiomlar

3. Cerrahi Girisim Gerektirmeyen :
Gastroenterit
Idrar yolu enfeksiyonu
Asiri beslenme
Pelvik inflamatuvar hastalik
Kabizlik
Süt protein intoleransi
Hepatit
Mezenterik lenfadenit
Mittelschmerz

Acil servise basvuran nedeni bilinmeyen siddetli karin agrili çocuklar, major intraabdominal patolojiler gibi degerlendirilmeli ve transport sirasinda bazal yasam destegi verilmelidir. Gerekiyorsa havayolu açilmali, solunum ve dolasim destegi saglanmalidir. Vital bulgular monitorize edilip, üst ekstremiteden intravenöz yol açilmalidir. Karin agrisinin tam nedeni açiklanana kadar oral almasi ve analjezik almasi engellenmelidir. Tedavi için ise karin agrisinin nedenlerinden hangisi oldugu tespit edilip ona göre yaklasimda bulunulmalidir.

Bu siniflandirmalardan sonra Acil Servise karin agrisi ile basvuran çocuk hastalarin en sik basvuru nedenlerinden birkaçinin genel özelliklerini anlatarak devam edelim.

Infant Dönemi :
Kolikler:
Genellikle 3 ayliktan daha küçük yasta, aglama ile birlikte aralikli olarak görülen karin agrisi nedeniyle acil servise basvururlar. Atak ani olarak baslar ve saatler boyunca sürebilir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, daha çok açliga bagli olarak yutulan havanin barsaga geçmesi nedeniyle oldugu düsünülmektedir. Koligin tek bir nedeni yoktur. Alinan gidalarin barsaklardaki fermentasyonu sonucunda olusabilir. Verilen gidalarin degistirilmesi ataklari azaltabilir. Hastalar gaz ve gaita çikisi ile rahatlayabilir. Bu nedenle gazinin çikartilmasi saglanmalidir. Hastanin almis olabilecegi muhtemel allerjik gidalar sorgulanarak , bu gidalari almasi engellenmeli ve çok yada az besleme yapilmamasi saglanmalidir. Yapilacak olan dikkatli bir fizik inceleme ile baska olabilecek nedenler, örnegin; invaginasyon, bogulmus fitik, otit, pyelonefrit gibi olaylarin ayirici tanisi yapilarak ekarte edilmelidir. Ailenin endiseleri kolik hakkinda bilgilendirilerek giderilmelidir.

INVAJINASYON :
Proksimaldeki barsak segmentinin distaldeki barsak içine girmesidir. Her yil 1000 canli doguma karsilik 1.5-4 invajinasyon görülmektedir. Siklikla 4-10 aylik bebeklerde görülür. 2 yasin altindaki çocuklarin en sik intestinal obstruksiyon nedenidir. Karin agrisi nedeniyle ameliyat edilen 1 yas altindaki çocuklarin en önemli ameliyat nedeni bu hastaliktir. 5-12 ay arasindaki erkek çocuklarda daha sik görülür. Ancak yenidoganlarda ve daha büyük çocuklarda da görülebilmektedir. Invajinasyon tedavi edilmediginde hizla fatal seyredebilen bir hastaliktir. Hastalik erken tanindiginda uygun tedavi ile mortalitesi çok düsüktür. Bu nedenle en küçük bir invajinasyon süphesi varliginda çocuk cerrahisi bölümü ile konsültasyondan kaçinilmamalidir.

Nekrotizan enterokolit (NEC):
Yenidogan döneminin en ciddi ve en yaygin abdominal acil olayidir. Nedeni tam olarak belli degildir. Çesitli derecelerde olusan mukozal ve transmural nekrozla karakterizedir. Çogunlukla prematürelerde olur. Asfiksi, hipotermi,dogum travmasi, erken beslenme, umblikal ven kateterizasyonlari gibi perinatal strese yol açan durumlardan sonra görülebilir. Karinda sislik, kusma, genel durum bozuklugu ve kanli kaka yapma ile basvurabilir. Direkt karin grafisinde bu hastalik için tani koydurucu olan pnömatozis intestinalis görülür. Portal vende gaz görülmesi hastaligin agir tabloda oldugunu, diafragma altinda serbest hava görülmesi ise perforasyonu gösterir. Tedavi, nazogastrik dekompresyon, barsak istirahati, intravenöz sivi, multiple intravenöz antibiyotik ile yapilir. %20 civarinda ameliyat olasiligi olan hastalarin % 25 i kaybedilir.

Hirschsprung Hastaligi:
% 33 orani ile yenidogan döneminin en sik intestinal obstruksiyon nedeni olan ve konjenital aganglionik megakolon diye de adlandirilan bu hastalik 1500 ila 3000 dogumda bir görülür. Bu hastalikta rektum ve kolondaki submukozal ve myenterik pleksuslardaki parasempatik ganglionik hücrelerinin olmamasi nedeni ile peristaltik aktivite bozuldugundan, kabizlik ve karinda sislik görülür. Hastalar dogumdan sonraki 48 saat içinde spontan olarak mekonyum çikaramazlar. Tani konulamayan hastalarda enterokolit ve perforasyon nedeniyle ciddi tablolar olusur. Baryumlu kolon grafisi ile dar ve genis segmentler tespit edilebilir. Kesin tani rektal biyopsi ile konur. Tani konulduktan sonra tek yada çok asamali tedavilerle hastalik tedavi edilir.

Volvulus:
Normal barsak rotasyonunda veya mezenterin fiksasyonunda dogustan olan anormallikler nedeniyle olusan bu hastalik, barsaklarin rotasyon anomalileri ve dolasim bozukluklari ile kendisini gösterir. Yasamin ilk ayinda çogu semptomatiktir. Aralikli kusmalarla görülebildigi gibi, ani safrali kusma ve siddetli karin agrisi ile de basvurabilir. Karinda ani bir distansiyon, kanli kaka yapma ve dehidratasyon ve sok bulgulari ile kendisini gösterebilir. Fizik incelemede genellikle duyarli ve distandü karinla karsilasilir. Çekilen ayakta direkt grafilerde genislemis mide ve proksimal barsak disinda hiç gaz gölgesi görülemez. Hastalar kardiyovasküler stabilizasyon ve nazogastrik dekompresyonu takiben acilen ameliyata alinir. Tam obstruksiyona yol açan volvuluslarda, 1 ila 2 saatte barsak nekrozu olacagindan, çok çabuk karar vererek ameliyatla volvulusu düzeltme uygulamasi yapilmalidir.

Inkarsere inguinal herni:
Iki yas altindaki çocuklarda en sik cerrahi gerektiren hastalik fitiklardir. Kasik fitiklarinin% 40 i 6 ayliktan önce görülür. Genellikle sagda ve erkeklerde kizlara göre 9 kez daha fazla siklikta görülür. Fitikli çocuklar genellikle semptomsuzdurlar. Kasik fitiklarinda çocuklarda eriskinlerden daha fazla oranda bogulma olur. Hastalarda huzursuzluk, inguinal bölgedeki kitlede duyarlilik ve kusma vardir. Fizik incelemede karinda distansiyon ve dehidratasyonun yaninda, inguinal veya skrotal bölgede sert, duyarli kitle vardir. Ilk islem olarak semptomlarin ne kadar zamandir oldugu sorgulandiktan sonra, erken olgularda elle redüksiyon denenir. Redüksiyon yapilabiliyorsa elektif olarak ameliyat edilir. Eger redüksiyon islemi basarisizsa veya semptomlarin baslangicindan itibaren çok zaman geçmis ve hastada septik tablo olusmussa, redüksiyon denenmemeli ve gerekli hazirliklardan sonra ameliyat edilmelidir.