Öncelikle konumuz çocuk hasta ve çocugun karin agrisi olduguna göre çocuk ve
karin agrisi terimleri konusunda bilgilerimizi tazeleyelim. Çocuk hasta;
yenidogan döneminden, adölesan döneme kadar olan zaman sürecindeki hasta
toplulugudur. Karin agrisi ise, karin içi veya baska sistemleri ilgilendiren
çesitli hastaliklarin seyri sirasinda siklikla karsilasilan bir semptomdur.
Karin agrilarinin nedenleri çok çesitlidir. Bize karin agrisi ile basvuran
hastalarin ancak % 5 inde ameliyati gerektiren bir hastalik bulunabilir. Bu
grup hasta akut karin tablosu ile basvurmaktadir. Akut karin ise, daha çok
intraperitoneal ancak zaman zamanda ekstraperitoneal bölgedeki inflamatuvar ve
cerrahi tedavi gerektiren hastaliklarin ortak klinik semptom ve
bulgularini tanimlayan bir terimdir.
KARIN AGRISININ FIZYOPATOLOJISI :
Viseral yada Splaknik agri; Viseral
peritonlu intraabdominal organlardan orijin alir. Içi bos organlardaki
distansiyon, solid organlardaki kapsül gerilmeleri ve iskeminin yapmis oldugu
uyarilar , viseral afferent sinir lifler ile spinal korda tasinir. Bu agri
yaygin ve lokalize edilmesi güç bir agridir ve derin bir agri olarak ifade
edilir. Agir viseral agri; terleme, tasikardi yada bradikardi,
hipotansiyon, ciltte duyarlilik ve karin kaslarinda istemsiz spastik
kontraksiyonlar gibi otonomik reflekslere de neden olur.
Somatik Agri; Somatik yada parietal agri, karin duvarindan, mezenterden veya
diafragmadan orijin alir. Somatik afferent liflerle segmental spinal sinirlere
tasinir. Somatik agri genellikle viseral agridan daha keskin ve daha bellidir ve
daha iyi lokalize edilir.
Vuran Agri; Agri patolojik taraftaki dermatom boyunca hissedilir.
Diafragmatik irritasyon omuz agrisi ile birlikte C4 dermatomunda, Bilyer agaç
hastaliklarinda ise T9 dematomunda ve sirtta hissedilir.
KARIN AGRISI ILE GELEN HASTALARIN DEGERLENDIRILMESI :
Karin agrisi ile
acil servise gelen hastalarin yasi ne olursa olsun, üçte birinin tanisi,
tam olarak konulamamaktadir. Yenidogan ve bebek hastalarda agrinin
lokalizasyonun tanimlanmasinin çok zor olmasi ve karin içi hacimlerinin de çok
küçük olmasi nedeniyle tablonun degerlendirilmesi de zordur. Ayrica kemik
pelvislerinin az gelismis olmasi, karin kadranlari arasindaki mesafenin azligi
nedeniyle tablonun degerlendirilmesi daha da güçlesmektedir. Çocukluk
çagindaki hastalarin degerlendirilmesi sirasinda hastanin öyküsü ve fizik
inceleme çok önemlidir.
ÖYKÜ :
Öyküde hastanin yasi, karin agrisinin
baslama sekli, devam ettigi süre, agri kesici ilaç alip almadigi çok önemli
parametrelerdir. Bu parametreler degerlendirilirken, öykünün alindigi kisinin
güvenilirligi, hastaligin basindan beri yaninda olup olmadigi, zeka ve bilgi
düzeyi, mutlaka dikkate alinmalidir.
- Hastanin yasi; Acil servise huzursuzluk yada sürekli aglama nedeniyle
getirilen bir yenidogan yada bebegin karin agrisi olabilecegini mutlaka
düsünerek fizik inceleme ve tetkikler bu yönde yönlendirilmelidir. Süt
çocuklarinda konjenital nedenler, invaginasyon, bogulmus fitiklar, kolik,
2 yasin üzerinde gastroenteritler, apandisit, Adölesan bir genç kizda ovulasyon
agrisi (mittelschmerz) yada dismenore olabilecegi akildan
çikarilmamalidir.
- Ani baslayan agrilar; Genellikle organ torsiyonlarini, içi bos organ
perforasyonlarini , invaginasyonu düsündürür. Yavas baslayip artan
agrilar; Akut apandisit, kolesistit. pankreatit gibi inflamatuvar
hastaliklari düsündürür. Zaman zaman ortaya çikan, bir süre sonra ortadan
kaybolan agrilar; Orak hücreli anemi, üriner enfeksiyon, paraziter
enfestasyonlar, kistik fibrozis, kronik kabizlik ve inflamatuvar barsak
hastaliklarini düsündürür. Karin agrisi 24 saat içinde geçmiyorsa altinda
cerrahi bir patoloji aramak gereklidir.
- Agrinin lokalizasyonu da çok önemle degerlendirilmelidir. Mide, duodenum,
proksimal ince barsak , safra yollari veya pankreasla ilgili hastaliklarda agri
epigastrik bölgede, Apandisitde baslangiç döneminde ,distal ince barsak
çekum ve proksimal kolonla ilgili hastaliklarda göbek çevresindedir. Distal
kolon, üriner traktus ve pelvik organlarla ilgili agrilar genellikle suprapubik
bölgede hissedilir.
- Agrinin yayilimi varsa ögrenilmelidir. Safra kesesi hastaliklarinda agri
sirta ve sag skapulaya, diafragma irritasyonlarinda omuza, üreter ve
ya gonadlardaki patolojilerde kasiga, pankreas, retroperitoneum ve sakrumla
ilgili patolojilerde agri sirta yayilir.
- Agri ile birlikte kusma sik görülen bir semptomdur. Agri ile ayni anda
baslayan kusma; üriner sistem koliklerinde, invaginasyonda, gastroenteritlerde
görülür. Agridan bir süre sonra olan kusma da intestinal obstruksiyon ve akut
apandisitte görülebilir.
- Özgeçmisde: Nefrotik sendrom, siroz, asit, karsinoma ve immün
yetmezlik varsa primer peritonit olasiliginin yüksek oldugu düsünülmelidir.
Birkaç hafta önce geçirilmis bir ÜSYE, akut romatizmal atesi, künt karin
travmasi ise pankreatit yada pankreatik pseudokisti düsündürmelidir.
- Diger sistem bulgulari: Agri ile birlikte öksürük olmasi; Sag alt lop
pnömonisini yada tonsillite sekonder mezenterik lenfadenopatiyi , Alt
gastrointestinal kanamasinin olmasi; Meckel divertikülünü, Henoch-Schönlein
purpurasini, invaginasyonu, Hematürinin olmasi; ürolithiasisi, hemolitik üremik
sendromu, Henoch-Schönlein purpurasini, Adet gören bir kiz çocugunda olmasi;
Mittelschmerzi, over kisti torsiyonu yada rüptürünü düsündürür.
FIZIK INCELEME:
Karin agrisi ile gelen çocugun muayenesi sabirla,
nezaketle ve yumusak olarak yapilmalidir. Incelemeden önce çocugun güveninin
kazanilmasi çok önemlidir. Incelemenin ilk bölümü yalnizca gözlemle yapilir.
Çocuk ailesi ile ve hemsire ile birlikte, muayene odasinda,
yürüyebiliyorsa yürürken gözlemlenmelidir. Hekim ilk gözlemi ile hastaligin
ciddiyeti hakkinda fikir edinmelidir. Peritoneal irritasyonu olan çocuk, bitkin
ve ayaklarini karnina çekerek yatar. Kolik tarzinda agrisi olan çocuklar inler
ve rahatsiz olarak ileri geri sallanirlar. Çocugu ayakta tutarak yukari ve asagi
ziplatmak, periton irritasyonunun tespiti için oldukça faydali bir
yöntemdir.
Sistemik muayene hem intraabdominal hem de ekstraabdominal karin agrilarini
tespitinde çok önemlidir, Bu nedenle tam bir fizik inceleme yapilmalidir. Vital
bulgular mutlaka kaydedilmelidir. Örnegin Hipertansiyon; Henoch-Schönlein
purpurasi veya hemolitik üremik sendromla birlikte olabilecegi gibi,
hipotansiyon; postmenstrüel bir kanama yada ektopik gebelikte bulunabilir.
Tasikardi kompanse sok veya sepsisteki hipovoleminin belirtisi olabilir. Hizli
solunum alt lob pnomonisi yada peritonitte görülür. Kussmaul seklindeki solunum
diabetik ketoasidozu düsündürmelidir. Alt ekstremite derisindeki makulopapüler
döküntüler Henoch-Schönlein purpurasini, Eritema marginatum akut romatizmal
atesi, Sarilik safra yollari hastaliklarini, orak hücreli anemide hemolitik
krizi, hepatiti, Eritema nodosum ve pyoderma gangrenosum ise inflamatuvar barsak
hastaliklarini düsündürür.
Karin Muayenesi önce inspeksiyon ile baslar. Karin düz mü? Çökük mü? Yoksa
distandü mü? Peristaltizm görülebiliyor mu? Travma izi var mi? Renk
degisikligi var mi? Damar genislemeleri var mi? Yüksek yerlesimli testis
yada bogulmus fitik var mi? Insizyon skari var mi? Bu bulgular
degerlendirildikten sonra, oskültasyon yapilmalidir. Tüm karin kadranlari
steteskop ile dinlenir. Hipoaktif barsak sesleri peritonit lehine
degerlendirilir. Bes dakika boyunca barsak sesi duyulmazsa ileus düsünülmelidir.
Barsak seslerinin artmasi gastroenteriti, çok tiz ve mekanik olan sesler
obstruksiyonu düsündürür. Sira palpasyona gelmeden önce çocuga neresinin
agridigi sorulur ve muayeneye agrinin olmadigi yerden baslanacagi söylenir. Eger
mümkünse çocugun dikkatinin dagitilmasi amaciyla karmasik sorular sorularak
muayeneye baslanir. Muayene sirasinda eller soguk olmamalidir. Islem
sirasinda çocugun yüz görünümü gözlenmeli ve ona göre muayene
yönlendirilmelidir. Sonraki asama perküsyondur. Kibar bir sekilde yapilan
perküsyon, rebound duyarlilik için yeterlidir. Organ büyüklükleri de bu
yöntemle tespit edilebilir. Timpanizm içi bos organ perforasyonlari ve
intestinal obstruksiyonda görülebilir.
Palpasyon muayenede en degerli olan asamadir. Kibar palpasyon endiseli
çocuklarda steteskopla dinleme yapilirken yapilabilir. Tüm karin en ince
ayrintilari ile sistematik olarak palpe edilmelidir. Eger palpasyonda rijidite
varsa perforasyon düsünülmelidir. Defans ve rebound cerrahi bir patolojinin,
yani akut karinin göstergesidir. Derin nefes ve aglama periyotlari arasinda
yapilan palpasyonla tümöral kitleler tespit edilebilir. Çocugun öksürtülmesi,
pelvisinin hafifçe sallanmasi, topuklarinin ayakta iken kaldirilip yere
vurulmasi sirasinda rebound hakkinda bilgi sahibi olunabilir. Karin muayenesi
çocugun oturtularak kostovertebral duyarliliginin tespiti ve omurga
palpasyonu ile bitirilir.
Eksternal genital muayene çocuklarda rutin olarak yapilmalidir. Erkeklerde
balanit ve üretrit karin agrisi yapabilir. Inmemis testis varligi intraabdominal
testiste torsiyonu akla getirebilir. Kiz çocuklarda vaginal atrezi yada
imperfore himen karinda kitle yada akut karinla ortaya çikabilir.
Rektal muayene muayenenin en son parçasini olusturur. Islem yapilmadan
önce mutlaka çocuga anlatilmalidir. Bol miktarda kaydirici kremlerle ve mümkün
olan en yavas ve kibar sekilde yapilarak kitle varligi, duyarlilik, rektal
kanama ve sfinkter tonusu hakkinda bilgi edinilebilir.
LABORATUAR :
Laboratuar çalismalari karin agrisinin nedenini bulmak için
yardimci yöntemlerdir.
Tam kan sayimi (CBC); Enfeksiyon ve kanama ile ilgili bilgi verecek olan asil
yöntemdir. Lökositoz akut apandisitlerin çogunda, intestinal obstruksiyonlarin
yarisinda ve kolesistitlerin bazilarinda görülebilir. Gastroenterit ve nedeni
belli olmayan karin agrilarinda % 31-43 oraninda lökositoz görülür. Periferik
yaymada eritrosit destrüksiyonu ve trombositopeni olmasi hemolitik üremik
sendromu gösterebilir.
Biyokimyasal tetkikler; Serum elektrolitleri ve kan gazlari, kusma ve diarede
faydalidir. Karin agrili bir hastada metabolik asidoz olmasi sepsis,
hypovolemik sok, diabetik ketoasidoz, zehirlenme veya böbrek yetmezligini
düsündürür. Serum glukoz yüksekligi diabetik ketoasidozu, BUN ve kreatinin
hidrasyon durumunu ve böbrek patolojisini gösterir. Karaciger Fonksiyon testleri
ve amilaz tayini hepatit ve pankreatitte faydalidir. Pankreatitden süphe
edildiginde, amilaz kreatinin klerens orani asagidaki formülle
hesaplanmalidir.
Idrar
amilazi Serum
kreatinini
----------------- X
--------------------------- X 100
Serum
amilazi Idrar
kreatinini
Buradan çikan sonuç % 5 den yüksekse hastada pankreatit
oldugu kabul edilmelidir.
Idrar tetkiki; Karin agrili çocukta mutlaka yapilmalidir. Bakteriüri ve
piyüri üriner enfeksiyonu gösterir. Üreter ve mesaneye yakin komsu olan inflame
apendiks idrarda lökosit görülmesine neden olabilir. Hematürinin varligi
ürolithiasisi, yada üriner enfeksiyonu düsündürür. Hematüri ile birlikte görülen
proteinüri de Henoch-Schönlein Purpurasi ve hemolitik üremik sendrom düsünülür.
Glukozüri diabet ve sepsiste görülür. Ketonüri diabetli veya oral olarak
yetersiz beslenen hastalarda görülebilir. Sarap rengi idrar porfiriyi
düsündürür.
Her ne kadar ülkemiz için daha az olasilik olsa da, karin
agrisi olan seksüel olarak aktif olan adölesanlarda HCG testi yada gebelik
testi, idrar yada kanda yapilabilir. Radyolojik tetkikler yapilmadan bu konu
aktif olarak seksüel yasami olan adölesan kizlarda sorgulanmalidir. Pelvik
inflamatuvar hastalik düsünülüyorsa vaginal ve servikal gram yaymalari
yapilabilir.
Radyolojik tetkikler; Eger intraabdominal patolojiden kuvvetle süphe
ediliyorsa, radyolojik tetkik olarak, yatarak yada ayakta direkt karin grafisi
çekilmelidir. Eger hasta ayakta duramiyorsa sol yan dekübitis film, ayakta
çekilen filmin iyi bir alternatifi olabilir. Eger pnömoniden süphe ediliyorsa,
hastada öksürük ve takipne varsa akciger grafisi de çekilmelidir.
Filmlerde hava-sivi seviyeleri, serbest hava, intestinal obstruksiyon,
kalsifikasyon, yabanci cisim ve kitleler görülebilir. Hava-sivi seviyeleri,
sentinel luplar, ve gazsiz karin; intestinal obstruksiyonu destekler. Diafragma
altinda serbest hava perforasyonu gösterir. Yumusak doku kitleleri varliginda
barsak gazlarinda yer degisikligi gözlenir. Radyoopak yabanci cisimler, apendiks
ve Meckel divertikülünde fekalitler, safrakesesindeki ve üriner sistemdeki
taslar da radyolojik olarak tespit edilerek tani koymada faydali
olacaktir.
Eger karin grafileri süpheli ise ve tani koymakta faydasizsa
ultrasonografi sonraki etap olarak düsünülmelidir. Ultrasonografi çocuklar için
ideal bir yöntemdir. Agrisiz, noninvaziv, radyoaktif olmayan, kontrast madde
gerektirmeyen ve pekçok sistemin degerlendirilebildigi bir yöntemdir. Tek
olumsuz yani yapanin tecrübesi ile orantili olarak tani koydurucu olmasidir.
Ultrasonografi ile alt karin agrisi olan adölesan kizlarin agri nedeni,
pankreatit, kolesistit, apandisite yada baska enfeksiyonlara bagli apseler,
hidronefroz , over kökenli lezyonlarin tanisi kolaylikla konulmaktadir.
Ultrasonografi cihazlarindaki teknolojinin gelismesi ve yapan kisilerin
tecrübesinin artmasi ile invaginasyon ve apandisitli hastalarin bazilarinda
oldukça yüksek oranda tani konulabilmektedir.
Bilgisayarli tomografi ve
dopler ultrasonografi de karin agrisi olan hastalarda azda olsa
kullanilmaktadir. Travma ve intraabdominal kitlelerde tomografinin, akut
skrotumlu olgularda doplerin faydali yöntemler oldugu
gösterilmistir.
KARIN AGRILARININ SINIFLANDIRILMASI :
Bu konuda çok
çesitli siniflandirmalar yapilabilir. Bunlardan yasa göre yapilan siniflandirma
Tablo I. de gösterilmistir.
Tablo I. Yasa Göre Karin Agrisi
Nedenleri:
Infant Çocukluk
Dönemi
Adölesan
Kolik Gastroenterit Ovulasyon
agrisi
Invaginasyon Apandisit Pelvikinflamatuvar
h.
Nekrotizan
enterokolit
Pankreatit Testis
torsiyonu
Hirschsprung
Hastaligi Henoch-Schönlein
Purpurasi Inflamatuvarbarsak
h.
Volvulus Hemolitik
üremik
Sendrom Biliyer
hastaliklar
Inkarsere inguinal
herni Peptik ülser
hastaligi Ektopik
gebelik
Perforasyon Konstipasyon
Üriner
enfeksiyon
Fonksiyonel
karin
agrisi
Bir diger siniflandirma sekli de nedene göre yapilan siniflandirmadir. Bu
siniflandirmaya göre de karin agrilari iki ana gurupta toplanabilir. Bunlar:
KARIN AGRISI NEDENLERI
1. Ekstraabdominal
nedenler
a. Yansiyan karin agrisi : Visseral organlardan gelen agri ayni
spinal segmenti paylastigi dermatoma ait deri alaninda, asil yerlesiminden
uzakta hissedilebilir. Karin agrisi ile basvuran her çocukta yansiyan agrinin da
olabilecegi dikkate alinmalidir.
b. Diger nedenlerle olan karin agrilari
: Kursun zehirlenmesi, porfiri, epilepsi, diabet, astma, romatizmal ates, orak
hücreli anemi, hiperparatiroidi.
2. Intraabdominal
nedenler
a. Acil cerrahi girisim gerektirenler (akut
karin)
b. Seyri sirasinda acil cerrahi girisim
gerektirebilecekler
c. Acil cerrahi girisim
gerektirmeyenler
3. Rekürren karin agrisi
Karin agrilari, olarak Tablo II. de ayrintilarla
gösterilmistir.
Tablo II. Karin Agrilarinin Nedenleri
Ekstraabdominal
Nedenler Intraabdominal
Nedenler
Alt lop
pnömonisi 1.
Acil Cerrahi Girisim Gerektiren:
Diabetik
ketoasidoz Invaginasyon
Romatizmal
ates Akut
apandisit
Orak hücreli
anemi Meckel
divertiküliti
Hemofili 2.
Hastaligin Seyri Sirasinda Cerrahi
Gerektirebilen:
Epilepsi Konjenital
Aganglionik Megakolon
Kursun
zehirlenmesi Nekrotizan
enterokolit
Hiperparatiroidi Meckel
Divertikülü
Vertebral disk
inflamasyonu Inguinal
herni
Porfiri
Peptik
Ülser
Safra
kesesi
hastaliklari
Safra
kesesi
hidropsu
Akalkülöz
kolesistit
Kolelithiasis
Koledok
kisti
Pankreatit
Primer
peritonit
Adeziv
intestinal
obstruksiyon
Gastrointestinal
yabanci
cisimler
Malrotasyon
Duplikasyon
Mezenter
kisti
Urakal
kalintilar
Kistik
fibrozis
Gonadal
patolojiler
Paraziter
hastaliklar
Askariasis
Amebiasis
Tifo
Polipler
Tümörler
Crohn
hastaligi : %20 sine apandektomi
yapilir
Ülseratif
kolit
Henoch-Schönlein
purpurasi
Hemolitik
üremik
sendrom
Pyojenik
karaciger
apsesi
Tüberküloz
peritonit
Gastrointestinal
hemanjiomlar
3.
Cerrahi Girisim Gerektirmeyen
:
Gastroenterit
Idrar
yolu
enfeksiyonu
Asiri
beslenme
Pelvik
inflamatuvar
hastalik
Kabizlik
Süt
protein
intoleransi
Hepatit
Mezenterik
lenfadenit
Mittelschmerz
Acil servise basvuran nedeni bilinmeyen siddetli karin agrili çocuklar, major
intraabdominal patolojiler gibi degerlendirilmeli ve transport sirasinda bazal
yasam destegi verilmelidir. Gerekiyorsa havayolu açilmali, solunum ve
dolasim destegi saglanmalidir. Vital bulgular monitorize edilip, üst
ekstremiteden intravenöz yol açilmalidir. Karin agrisinin tam nedeni açiklanana
kadar oral almasi ve analjezik almasi engellenmelidir. Tedavi için ise
karin agrisinin nedenlerinden hangisi oldugu tespit edilip ona göre
yaklasimda bulunulmalidir.
Bu siniflandirmalardan sonra Acil Servise karin agrisi ile basvuran çocuk
hastalarin en sik basvuru nedenlerinden birkaçinin genel özelliklerini anlatarak
devam edelim.
Infant Dönemi
:
Kolikler:
Genellikle 3 ayliktan daha küçük yasta, aglama ile
birlikte aralikli olarak görülen karin agrisi nedeniyle acil servise
basvururlar. Atak ani olarak baslar ve saatler boyunca sürebilir. Nedeni tam
olarak bilinmemekle birlikte, daha çok açliga bagli olarak yutulan havanin
barsaga geçmesi nedeniyle oldugu düsünülmektedir. Koligin tek bir nedeni yoktur.
Alinan gidalarin barsaklardaki fermentasyonu sonucunda
olusabilir. Verilen gidalarin degistirilmesi ataklari azaltabilir. Hastalar
gaz ve gaita çikisi ile rahatlayabilir. Bu nedenle gazinin çikartilmasi
saglanmalidir. Hastanin almis olabilecegi muhtemel allerjik gidalar sorgulanarak
, bu gidalari almasi engellenmeli ve çok yada az besleme yapilmamasi
saglanmalidir. Yapilacak olan dikkatli bir fizik inceleme ile baska olabilecek
nedenler, örnegin; invaginasyon, bogulmus fitik, otit, pyelonefrit gibi
olaylarin ayirici tanisi yapilarak ekarte edilmelidir. Ailenin endiseleri kolik
hakkinda bilgilendirilerek giderilmelidir.
INVAJINASYON :
Proksimaldeki barsak segmentinin distaldeki barsak
içine girmesidir. Her yil 1000 canli doguma karsilik 1.5-4 invajinasyon
görülmektedir. Siklikla 4-10 aylik bebeklerde görülür. 2 yasin altindaki
çocuklarin en sik intestinal obstruksiyon nedenidir. Karin agrisi nedeniyle
ameliyat edilen 1 yas altindaki çocuklarin en önemli ameliyat nedeni bu
hastaliktir. 5-12 ay arasindaki erkek çocuklarda daha sik görülür. Ancak
yenidoganlarda ve daha büyük çocuklarda da görülebilmektedir. Invajinasyon
tedavi edilmediginde hizla fatal seyredebilen bir hastaliktir. Hastalik erken
tanindiginda uygun tedavi ile mortalitesi çok düsüktür. Bu nedenle en küçük bir
invajinasyon süphesi varliginda çocuk cerrahisi bölümü ile konsültasyondan
kaçinilmamalidir.
Nekrotizan enterokolit (NEC):
Yenidogan döneminin en
ciddi ve en yaygin abdominal acil olayidir. Nedeni tam olarak belli degildir.
Çesitli derecelerde olusan mukozal ve transmural nekrozla karakterizedir.
Çogunlukla prematürelerde olur. Asfiksi, hipotermi,dogum travmasi, erken
beslenme, umblikal ven kateterizasyonlari gibi perinatal strese yol açan
durumlardan sonra görülebilir. Karinda sislik, kusma, genel durum bozuklugu ve
kanli kaka yapma ile basvurabilir. Direkt karin grafisinde bu hastalik için tani
koydurucu olan pnömatozis intestinalis görülür. Portal vende gaz görülmesi
hastaligin agir tabloda oldugunu, diafragma altinda serbest hava görülmesi ise
perforasyonu gösterir. Tedavi, nazogastrik dekompresyon, barsak istirahati,
intravenöz sivi, multiple intravenöz antibiyotik ile yapilir. %20 civarinda
ameliyat olasiligi olan hastalarin % 25 i kaybedilir.
Hirschsprung Hastaligi:
% 33 orani ile yenidogan döneminin en sik
intestinal obstruksiyon nedeni olan ve konjenital aganglionik megakolon diye de
adlandirilan bu hastalik 1500 ila 3000 dogumda bir görülür. Bu hastalikta rektum
ve kolondaki submukozal ve myenterik pleksuslardaki parasempatik
ganglionik hücrelerinin olmamasi nedeni ile peristaltik aktivite bozuldugundan,
kabizlik ve karinda sislik görülür. Hastalar dogumdan sonraki 48 saat içinde
spontan olarak mekonyum çikaramazlar. Tani konulamayan hastalarda enterokolit ve
perforasyon nedeniyle ciddi tablolar olusur. Baryumlu kolon grafisi ile dar ve
genis segmentler tespit edilebilir. Kesin tani rektal biyopsi ile konur. Tani
konulduktan sonra tek yada çok asamali tedavilerle hastalik tedavi edilir.
Volvulus:
Normal barsak rotasyonunda veya mezenterin fiksasyonunda
dogustan olan anormallikler nedeniyle olusan bu hastalik, barsaklarin
rotasyon anomalileri ve dolasim bozukluklari ile kendisini gösterir. Yasamin ilk
ayinda çogu semptomatiktir. Aralikli kusmalarla görülebildigi gibi, ani safrali
kusma ve siddetli karin agrisi ile de basvurabilir. Karinda ani bir distansiyon,
kanli kaka yapma ve dehidratasyon ve sok bulgulari ile kendisini gösterebilir.
Fizik incelemede genellikle duyarli ve distandü karinla karsilasilir. Çekilen
ayakta direkt grafilerde genislemis mide ve proksimal barsak disinda hiç gaz
gölgesi görülemez. Hastalar kardiyovasküler stabilizasyon ve nazogastrik
dekompresyonu takiben acilen ameliyata alinir. Tam obstruksiyona yol açan
volvuluslarda, 1 ila 2 saatte barsak nekrozu olacagindan, çok çabuk karar
vererek ameliyatla volvulusu düzeltme uygulamasi yapilmalidir.
Inkarsere inguinal herni:
Iki yas altindaki çocuklarda en sik cerrahi
gerektiren hastalik fitiklardir. Kasik fitiklarinin% 40 i 6 ayliktan önce
görülür. Genellikle sagda ve erkeklerde kizlara göre 9 kez daha fazla siklikta
görülür. Fitikli çocuklar genellikle semptomsuzdurlar. Kasik fitiklarinda
çocuklarda eriskinlerden daha fazla oranda bogulma olur. Hastalarda huzursuzluk,
inguinal bölgedeki kitlede duyarlilik ve kusma vardir. Fizik incelemede karinda
distansiyon ve dehidratasyonun yaninda, inguinal veya skrotal bölgede sert,
duyarli kitle vardir. Ilk islem olarak semptomlarin ne kadar zamandir oldugu
sorgulandiktan sonra, erken olgularda elle redüksiyon denenir. Redüksiyon
yapilabiliyorsa elektif olarak ameliyat edilir. Eger redüksiyon islemi
basarisizsa veya semptomlarin baslangicindan itibaren çok zaman geçmis ve
hastada septik tablo olusmussa, redüksiyon denenmemeli ve gerekli hazirliklardan
sonra ameliyat edilmelidir.