Eger insan vücuduna giren her mikrop hastalik yapabilseydi, bugün dünya üzerinde saglam insan bulunmazd!. Çünkü üzerinde binlerce mikrop bulunmayan bir toprak parçasi, bir su damlasi, hatta bir insan kili mevcut degildir. Gerçek bu oldugu halde, pek azirniz mikroplar tarafindan zarar görerek hastalaniriz. Sebebine gelince: Evvela zannettigimiz gibi, mikroplarin hepsi zararli mahluklar degildir. Bir kismi yeryüzünün fahri temizlik isçisidirler. Surda burda ölmüs hayvan leslerini istila ederek, yiyip bitirirler. Sadece bu hayvan leslerini yemekle kalmaz, onlarin vücuduna yerlesmis olan zararli bakterileri de yerler. Buna mikroplarin \"bakteriyotar faaliyeti\" denmektedir.
Bakterilerin de hepsi zararli degildir. Bir kismi mayalandirma görevi yapip organik maddelerin fermantasyonunu saglarken bir kismi da barsaklarimiza yerlesip aldigimiz gidalari parçalayarak emilmesini saglarlar. Her gün aldigimiz hava, su ve yiyeceklerle birlikte vücudumuza binlerce mikrobun girdigini söylersek sakin sasirmayiniz. Ancak vücudumuza giren bu mikroplar, karsilarinda \"antikor\" adini verdigimiz yaman savasçilar bulup derhal safdisi kalirlar.
Insan kaninda bulunan antikorlar zararli mikroplari öldürür, akkan hücrelerine teslim ederler. Akkan hücreleri de bu ölü mikroplari parçalayip zararsiz hale getirirler. Fakat, vücudumuz çesitli sebeplerle (asiri yorgunluk, alkol, zararli aliskanliklar v.s.) zayif düstügü zaman, antikorlar gerekli mücadeleyi gösteremez, bazi güçlü mikroplara yenilirler. Iste o zaman hastalik kaçinilmaz olur. Mikroplar vücuda yerlesip tahribat yapmaya baslayinca alarm devreleri faaliyete geçerek beyne durumu haber verirler. Beyin, antikoriara galip gelen mikroplari tesirsiz hale getirmek için bazi tetbirler alir. Vücut isisini yükseltir, ishal veya kusma yapar. Arkasindan agri ve rahatsizlik duygusu baslar. Böylece hastalandlglmizi anlar, derhal doktora kosariz.
