Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Kalp Hastaliklari Beslenme Diyet

img Kalp hastaliklari beslenme diyet. Sagligin gelistirilmesi kavrami kapsaminda; yeterli ve dengeli beslenme, düzenli fizik aktivite, sigara ve diger bagimlilik yapici maddelerden uzak bir yasam, düzenli uyku, bos zamanlari degerlendirme ve diger saglikli yasam biçimleri etmenleri gibi çesitli kavramlar yer almaktadir. Beslenme insan yasaminin müdahale edilebilir bir bölümünü olusturup kardiyovasküler sistem (KVS) hastaliklar ve kanser gibi diger kronik hastaliklar açisindan degistirilebilen risk etmenleri arasinda yer almaktadir.

Her yil dünyada 17 milyon kisi kalp hastaliklari nedeniyle yasamini yitirmektedir . Hem Amerika Birlesik Devletlerinde (ABD) hem de ülkemizde kalp hastaliklari en çok öldüren hastaliklarin basinda yer almaktadir. Türkiye'de 1998 yili Devlet Istatistik Enstitüsü (DIE) verilerine göre ölümlerin %40,6'sinin kalp hastaliklarina bagli oldugu bilinmektdir. Buna dayanarak ülkemizde kalp hastaligindan ölümlerin 155 bin dolayinda olacagi tahmin edilmektedir. Yapilan çalismalar, kardiyovasküler hastaliklarla diyet aliskanligi arasinda kuvvetli bir iliski oldugunu ortaya koymustur.

Örnegin kalp hastaliklari riskinin yüksek oldugu popülasyonlarin diyeti satüre yag asitlerinin fazla tüketildigi (günlük kalorinin %15' den fazlasi), kolesterolün fazla alindigi ve karbonhidratin az tüketildigi (%50'den az) toplumlardir. Düsük KVH insidansi olanlar ise satüre yag asitlerinin az tüketildigi (%10'dan az), karbonhidrat aliminin fazla oldugu toplumlardir.

Ayrica yapilan göçmen çalismalarinda Nagazaki ve Hirosima'dan Kaliforniya'ya göç eden kisilerde göçten önceki diyetlerine göre et, satüre yag asiti, kolesterol, süt ürünleri tüketimi artisiyla birlikte, daha az kompleks karbonhidrat ve daha az alkol tüketimi olmus ve kalp hastaliklari riskinde artis saptanmistir.

Beslenme aliskanliklari, yukarida söz edildigi gibi kanda bazi degerlerin degismesine ve kalp-damar hastaliklari basta olmak üzere pek çok hastaliga neden olmaktadir. Türkiye'de yapilan çalismalar sonucunda bireylerin %9'unun kan kolesterol, %17sinin kan trigliserit düzeylerinin yüksek oldugu; buna ek olarak yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) düzeylerinin ise düsük oldugu bulunmustur. HDL düzeyinin düsüklügü kalp damar hastaliklari açisindan bir risk etmeni olarak kabul edilmektedir. Kalp hastaligina yol açabilecek pek çok olumsuz risk etmeninin de beraberinde bulunmasi bu konuda yapilacak önleme çalismalarinin önemini artirmaktadir.

Çesitli toplumlardaki kalp hastaliklarinin görülme sikliklari incelendiginde, Kuzey Avrupa ülkelerinde daha fazla görülmesi, Asya ve Akdeniz ülkelerinde daha az siklikta görülmesi beslenme kültürlerine baglanmistir . Diyetle kirmizi et, rafinerize gida ve doymus yag asitlerinin fazla alinimi KVH riskini artirmaktadir. Kisiler ancak \"yeterli\" ve \"dengeli\" beslendiklerinde \"saglikli\" beslenme davranisindan söz edilebilir. Beslenme aliskanliklarinin degistirilmesi ve kisilerin saglikli beslenmelerinin saglanabilmesi için bireysel ve toplumsal düzeyde bazi önlemlerin alinmasi gerekmektedir.

Antropometrik ölçümler sonucu alinan kisisel degerler, kisilerin neden sisman ya da zayif olduklarinin altta yatan nedenleri, bireyin sagliksiz durumundan kurtulmasi için yapilmasi gerekenler, \"bireysel önlemler\" asamasinda yapilacak degerlendirmeler arasinda yer alirken, bu sorunlara daha toplumsal düzeyde çözümler aranmasi \"toplum tabanli\" yaklasimlari gerektirmektedir. Beslenmeye bagli olarak gelisen hastaliklarin sikliklarinin toplumsal düzeyde belirlenmesi, toplumlarin hangi özelliklerinin bu sorunlarin varligini kolaylastirdigi ya da önlediginin saptanmasi, toplumsal düzeyde hangi beslenme davranislarina dikkat etmek gerektiginin belirlenmesi ve bazi öneriler gelistirilmesi, toplumsal düzeyde önleme ve müdahale çalismalarinin temelini olusturmaktadir .

Toplumsal düzeyde yapilan duyarlilik gelistirme çalismalari, dünyanin pek çok bölge ve ülkesinde onyillar öncesinde baslamistir. Örnegin, ABD'de kalp hastaliklarini önlemeye yönelik beslenme ile ilgili toplumsal düzeyde öneriler 1950'li yillardan bu yana yapilmaktadir. Satüre yag tüketimi ile kan kolesterol degerleri ve buna bagli olarak da kalp hastaliklarinin sikliginin yüksek oldugu bilinmektedir. Bu kapsamda, satüre yaglarin ve kolesterolden zengin besinlerin tüketiminin azaltilmasi, temel öneriler arasinda yer almaktadir .

Çok uzun dönemlerden bu yana hemen bütün toplumlar tarafindan uygulanmaya çalisilan öneriler kisilerin her gün hangi besinlerden ne kadar yiyeceklerini tanimlamaya çalisan besin piramidinde yer almaktadir. Bu piramide göre, yaglar, sekerler, tatlilar çok kisitli, süt, peynir, yogurt grubu besinler ve et, balik, tavuk grubu besinler günde iki, üç porsiyon, sebzeler üç, bes porsiyon, meyveler iki, dört porsiyon ekmek, tahil, pirinç ve makarnalar 6-11 porsiyon olarak önerilmektedir . Ancak, piramidde yer alan bazi bilgiler son zamanlarda tartismaya açilmis ve önemli degisiklikler önerilmistir.

Willett ve arkadaslari tarafindan son yillarda tartismaya açilan bazi temel konulara asagida yer verilmistir :
• Fiziksel aktivite ve düzenli olarak egzersiz yapmak piramidin tabaninda yer almaktadir. Bireyler her gün düzenli olarak egzersiz yapmalidirlar. Ayrica, bireyler vücut agirliklarini da kontrol altinda tutmalidirlar.
• Daha önceki piramide \"çok kisitli\" olarak alinmasi önerilen yaglarin kendi içindeki dengesinin önemli oldugu ve asil dikkat edilmesi gereken noktanin satüre yag tüketiminin sinirlanmasi gerektigi üzerinde durulmaktadir. Zeytinyagi, soya yagi, ayçiçek yaginin bir denge içerisinde her ögün tüketilebilecegi vurgulanmaktadir. Tam undan yapilmis gidalarin, rafinerize olmayan esmer pirinç, bulgur gibi gidalarin da her ögün tüketimi önerilmektedir.

• Meyve 0-2 porsiyon/gün
• Sebze yenilebildigi kadar/gün
• Findik ve ceviz gibi sert kabuklu yemisler 1-3 porsiyon/gün
• Baklagiller 1-3 porsiyon/gün
• Kirmizi et, tereyagi, rafinerize undan yapilmis ekmek, beyaz pirinç, makarna, patates ve sekerlerin çok seyrek tüketilmesi önerilmektedir.

Bu degisiklikler, kuskusuz her toplumun kendi içinde incelenmelidir. Toplumlarin kültürel, ekonomik ve toplumsal yapilari bu degisikliklerin toplum tarafindan kabulünü ve uygulanmasini etkileyebilir. Bunun yani sira, pek çok açidan kanitlari olan bu önerilerin her toplum için etkilerinin degerlendirilebilmesi için arastirmalara gereksinim vardir. Arastirmalarin planlanmasindan sonuçlarinin degerlendirilmesine kadar geçen her asamasinin disiplinler arasi bir isbirligini gerektirdigi unutulmamalidir.

Diğer 'Hazır Diyet' Yazıları