Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Çocuklarda Apandisit Ameliyati Hastaligi

img APANDISIT :
Çocukluk çagindaki en yaygin cerrahi islem, travmalar disinda akut apandisittir. 9-12 yaslar arasinda daha çok görülür. Erkek çocuklarda daha sik görülür. Iki yasindan büyük çocuklarda akut karinin en sik nedeni apandisittir. 14 yasindan küçük her 1000 çocukta yilda 4 apandisit vakasi görümekte, 15 kisiden birisi yasami süresinde apandisit olmaktadir.Apandisit, cerrahi ve anestezi ile antibiyotik tedavisindeki gelismelere karsin hala mortalite uzamis morbiditeye yol açmaktadir. Mortalite ve uzamis morbidite hastalarin çogunlugunda tani konulup cerrahi tedaviye alindiklari sirada perforasyonun gelismis olmasina baglidir. Çocukluk çagi apandisitlerindeki yüksek perforasyon oraninda etkisi olan faktörlerden birisi de tani konulmasindaki gecikmedir. Hastayi ilk gören hekimin sorumlulugu büyüktür. Hekim en küçük süphesinde bu sorumlulugunu çocuk cerrahisi ile paylasmaktan kaçinmamalidir. Çünkü tanida gecikme hastalarda yaygin peritonit, karin içi abseler, intestinal obstrüksiyon, ampiyem ve sepsise neden olarak mortalite veya uzamis morbidite ile sonuçlanmaktadir. Hastaligin sikligi gelismis ve gelismekte olan ülkelerde beslenmede sellüloz oraninin azalmasi ile artis göstermektedir. En sik 6-10 yas olmakla beraber, yenidogan dönemi dahi olarak tüm çocukluk yas gruplarinda görülebilir.

Patoloji :
Hastalik apendiks lümeninin tikanmasi ile baslamaktadir. Lümen fekalitket, geçirilmis viral bir enfeksiyon sonucunda olusan lenfoid doku ödem ve hiperplazisi, parazitveya yabanci cisimlerle tikanabilmektedir. Lümen tikandiginda distalde basinç yükselerek apendiks kan dolasimi bozulmaktadir. Mukozal ülserasyon olusmaktadir. Bakteriyel invazyon ve sonuçta perforasyon gelismektedir. Lösemili hastalarda ve künt karin travmasi sonucu gelisen apandisit olgularinda, patogenezde agirlikli olarak travma etkisi ve iskeminin oldugu gösterilmistir. Bu nedenle apandisit etiyolojisinde obstrüksiyon disi faktörlerin de önemli rol oynayabilecegi akilda tutulmalidir.

Çocuk apendikslerinin anatomik özellikleri hastaligin gidisini etkilemektedir. Yenidogan döneminde tabani çekumda olan bir huni seklindedir. Tabani genis oldugundan lümenin tikanma olasiligi daha azdir. Çocuklarda daha ince ve uzundur. Bu nedenle hastalik baslangicindan perforasyona kadar geçen süre daha kisadir. 10 yasindan küçük çocuklarda omentum majus da ince ve kisa oldugundan perforasyonu sinirlayamamakta ve perforasyon sonrasi yaygin peritonit gelismesi daha kolay olmaktadir.

Klinik :
Apendiks lümeni tikanip içindeki basinç yükseldiginde agri göbek çevresinde hissedilir. Çünkü apendiksten gerilme reseptörleri ile alinan uyarilar cilt dermatomu göbek civarinda olan T10 siniri ile tasinmaktadir. Hastalarda istahsizlik gelisir. Üç yasin altinda istahsizlik tek semptom olabilir. Yine apendiksin gerilmesine bagli bulanti, kusma gelisebilir. Ates hafif yükselebilir. Kusmanin olmamasi anlamli degildir. Kusma önceleri safrasizdir. Apendiks çevresinde inflamatuar sivi olusup bunun parietal peritona ulasmasi ile agri hasta tarafindan lokalize edilir. Bu agri göbek çevresinde hissedilen agridan daha siddetli oldugu için onu baskilar. Agrinin karakteri de degiserek devamli agri seklini alir. Retroçekal apandisitlerde parietal periton iritasyonu gelismediginden agri lokalize edilemeyip, perforasyon gelistigi zaman dahi göbek çevresinde hissedilebilir. Malrotasyon ve diafragma hernileri gibi patolojilerin varligi disinda apendiks sag alt kadranda yerlestiginden agri da sag alt kadranda lokalize olmaktadir. Perforasyon gelismeden önce ates genellikle 380C ‘nin altindadir. Perforasyon ve karin içi enfeksiyonlar gelistikten sonra 380C ‘nin üzerine yükselebilir. Çocuk apandisitlerinde barsak hareketleri genellikle degismez. Süt çocuklarinda ishal olabilir.

Tani :
Tanida karin agrisi nedenlerine yönelik ayrintili öykü alinmasi önemlidir. Karin agrisina neden olabilecek diger hastaliklari tanimada fiziki muayene ile ipuçlari bulunabilir. Apandisit tanisinda en önemli yöntem karin muayenesidir. Karin agrisini degerlendiren bir doktor, apandisit tanisini koymada sadece kendi tecrübe ve bilgisine bagimlidir. Karin degerlendirmesi de ancak uzun tecrübelerle kazanilan bir sanattir. Hasta ile iletisim kurulup sakinlestirmeden karin muayenesine baslanilmamalidir. Muayene sirasinda hastanin dikkati baska yönlere çekilmelidir. Eller sicak olmali, muayeneye agrisiz bölgeden baslayarak, parmak uçlari ile yumusak ve yavas hareketlerle muayene edilmelidir. Kaba ve ani hareketler yanlis degerlendirmeye neden olabileceginden kaçinilmalidir. Muayene sirasinda hastanin yüzü incelenmelidir. Önce yüzeyel sonra derin palpasyonla hassasiyet degerlendirilmelidir. Çocuklarda rebound testi korkutucu ve gereksiz agri uyandiricidir.

Hastalik ilerlediginde fizik muayene bulgulari da degisir. Karinda yaygin duyarlilik, karin duvarinda sertlik, sag alt kadranda dolgunluk veya kitle ele gelebilir. Hastalarda rektal muayene de ihmal edilmemelidir.
Apandisit tanisinda laboratuvar destegi azdir. Hastalarda beyaz küre sayisi degiskendir. Normal sinirlarda olmasi apandisiti ekarte ettirmez Ancak mm3’de 13000 üzerinde ise perforasyon gelismis olmasi lehinedir. Idrar incelemelerinde 10-15 beyaz küre saptanmasi, üreter veya mesane ile komsulugu olan apandisitlerde görülebilir. Bu nedenle lökosidüri apandisti ekarte ettirmez. Ancak bakteriürinin varligi üriner enfeksiyon yönünde kabul edilebilir. Radyolojik incelemede hastalarin %12’sinde saptanabilen fekalit görünümü tanida önemli bir destektir. Direkt karin grafilerinde ek olarak çekumda genisleme ve hava-sivi seviyeleri, skolyoz, preperitoneai yag ile psoas gölgelerinin seçilememesi apandisiti destekleyebilir. Ayirici tanida süpheli kalindiginda IVP, ultrasonografi ve kolon grafilerinin yararlari olabilir.

Çocuklarda tani güçlükleri :
Apandisit tanisi özellikle iki yasindan küçük çocuklarda güçtür. Bu yas grubunda hastalik genel belirtilerle seyretmektedir. En sik görülen belirtiler huzursuzluk, agri, istahsizlik, karin sisligi, safrali kusma ve atestir. Sag alt kadran duvarinda sellülit, skrotumda sisme dikkat çekebilir. Hastadan yeterli öykü alinmasinda ve fiziki incelemede güçlükler oldugundan tani genellikle komplikasyonlar gelistikten sonra konulmaktadir. Iki yasin altindaki hastalarda tani konuldugunda % 93 oraninda perforasyon gelismistir.

Hastalarda atipik öykü ve apendiks farkli yerlesimde oldugunda da apandisit tanisinda güçlükler olabilir. Ayrica hastada birlikte baska bir hastalik oldugunda hastanin analjezik, antibiyotik ve kortikosteroid almasi hallerinde bulgular gizlenebilmektedir. Tam bir degerlendirme mümkün olmadiginda hasta klinige yatirilarak zaman araliklari ile ayni doktor tarafindan tekrar tekrar fizik muayene ile izlenmelidir.

Tedavi :
Apandisit tanisi konuldugunda hastanin sivi-elektrolit dengesi saglanmali, hemoglobin degeri düsükse kan transfüzyonu ile 10 gr/dl’nin üzerine çikarilmalidir. Hastada perfore apandisit düsünülüyorsa ameliyat öncesinde Gr (+) ve Gr (-) aerop ve anaerop mikroorganizmalari etki alanina alacak kombine antibiyotik tedavisi baslanmalidir. Hasta ameliyata hazir hale geldiginde cerrahi tedavisi yapilir.

Diğer 'Çocuk Sağlığı' Yazıları