Nöbetçi Eczaneler
22/09/2021

Hipospadias Cerrahi Tedavisi

img Hipospadias terimi Yunancadan kökenini alir ve penisin ventral (ön) yüzünde yirtik anlamina gelir. Hipospadiasda üretra, korpus spongiosum, korpus kavernosumlar ve prepisyumda çesitli derecelerde defekt söz konusudur. Idrar akimi ventrale dogru olsa da kural olarak hipospadiak meatus genellikle idrar akimini engellemez. Meatus ne kadar proksimalde ise idrar akimi o kadar asagiya ve geriye dogru olur. Hipospadias ayrica siddetli oldugu zaman psikolojik sorunlara yol açan ve düzeltilmesi gereken penis egriligiyle de (kordi) birliktedir. Seksüel olarak ise distopik meatus semenin uygun yere bosaltilmasina engel olabilecegi için infertilite nedenidir.

EMBRIYOLOJI :
Gestasyonun 1. ayinin sonunda sonbarsak ve gelecekteki ürogenital sistem, kloakal membranda embriyonun yüzeyine ulasirlar. Bu noktaya kadar, erkek ve kadin genitalleri birbirinden ayrilamaz. Testosteron etkisi altinda dis genital organlar erkeklesir. Baslangiçta anus ve genital organlar arasindaki mesafe artar. Daha sonra fallusun boyu uzar ve üretral oluktan penil üretra gelisir. Sonunda prepisyumda gelisimini tamamlar. Embriyonik erkek üretrasinin üç ayri bölümü vardir. Wolf kanali açikligi üzerinde kalan kisim üretrayi verumontanum, ütrikül ve ürogenital sinüsü içine alacak sekilde asagiya dogru olusturur. Ikinci kisim verumontanumdan baslayan ve glansin tabanina kadar olan üretrayi olusturur. Glans kismi ise ayrica olusur. Ürogenital sinüs Wolf ve Müller kanallari açikliklarindan baslayarak kendisini üstteki kloakal fassadan ayiran ürogenital membrana kadar devam eder. Ürogenital sinüsün uzamasina genital tüberkülün gelismesi de eslik eder.

Ürogenital sinüsün altinda üretranin ikinci kisminin ilk belirtisi olan uzunlamasina bir oluk ortaya çikar. Kloakal fossanin ürogenital membrani arkadan kapanirken, üretral oluk da kenarlarinin içe kivrilmasiyla bir tüp halini alarak, mesane ile henüz kapanmamis üretral olugu birlestirir. Proksimal üretranin epitelyal dis cepleri ise daha sonra prostat bezinin loblarini olusturacaktir. Yaklasik olarak ayni zamanlarda karin ön duvari da anteriorda kapanarak tüm ventral füzyon olayi gestasyonun 12. haftasinda tamamlanmis olur. Bu sirada, labioskrotal kivrimlar belirgindir ve bunlarin orta hatta birlesmesiyle anüsden baslayip skrotumun ortasindan geçerek glansa kadar uzanan perineal median raphe meydana gelir. Bu arada, glans belirgin hale gelir ve üretral plaktan üretranin 3. segmenti olusur. Füzyondan sonra üretral kivrimlardaki mezenkim korpus spongiosumu olusturur. Son olarak endodermal üretral kanal, glans içinde derinlesen ekdoderm ile birlesir. Bu üretra olusumunun son asamasi oldugu için, meatus açikligi subkoronal bölgede olan hipospadias insidansi daha yüksektir.

SINIFLAMA :
Meatusun penil kordi düzeltildikten sonraki yerlesimine göre siniflama yapilir. 1286 olgunun %50si anterior, %20si mid üretra, ve %30u ise posterior seklinde bildirilmistir. 536 olguluk bir baska seride meatusun yerlesimi ise %71 anterior, %16 mid üretra, ve %13 posterior seklindedir. Bu serideki anterior 383 olgunun %13ü balanitik (glanular), %43ü subkoronal, %38i distal penil, ve %6si ise intakt prepisyum tipindedir.

INSIDANS VE GENETIK :
Hipospadiasin sebebi bilinmemekle beraber yüksek ailevi insidans nedeniyle poligenik oldugu kabul edilmektedir. Hipospadias insidansi 3.2/1000 canli dogan erkek bebek olarak hesaplanmistir. Bu ise yaklasik olarak 1/300 erkek çocuk demektir. Minor olgulari daha dikkatli inceleyen baska bir çalismada ise insidans 1/125 canli erkek dogumu olarak bildirilmistir. Olgularin %8inin babasinda da hipospadias vardir. Yine olgularin %14ünün erkek kardesinde hipospadias söz konusudur. Eger ailenin iki ferdinde hipospadias varsa bir sonraki çocukta görülme orani %24e çikar.

EK ANOMALILER :
Inmemis testis ve inguinal herni hipospadiasa en sik eslik eden anomalilerdir. Bir seride olgularin %9.3ünde inmemis testis birlikteligi söz konusudur. Bu seride inmemis testis insidansi posterior hipospadiasda %32, mid üretral hipospadiasda %6, anterior hipospadiasda ise %5dir. Yine ayni seride inguinal herni insidansi %9 olarak bildirilmistir. Insidans posterior hipospadiasda %17, mid üretral hipospadiasda %8, ve anterior hipospadiasda ise %7dir. Siddetli olgularin çogunda utrikül (utrikülüs maskulinus) bulunur ve üretral kateterizasyonun zor olmasina veya üriner infeksiyona neden olabilir. Dis genital organlar üriner sistemin supravezikal kismindan çok daha sonra olustugu için hipospadiasda üriner sistem anomalileri seyrektir (%1.7-4).

Eslik eden üriner sistem anomalileri ise özellikle üreteropelvik bileske obstruksiyonu, siddetli vezikoüreteral reflü, renal agenezis, Wilms tümörü, pelvik böbrek, çapraz renal ektopi, ve atnali böbrek seklindedir. Eger hipospadias ile birlikte inmemis testis veya inguinal herni varsa, eslik edebilecek üriner sistem anomalisini tespit için ileri radyolojik tetkikler yaptirmaya gerek yoktur. Fakat hipospadias ile birlikte diger organ sistemlerinin anomalileri varsa hastalarin üst üriner sistemleri abdominal ultrasonografi ile incelenmelidir. Hipospadias bazilarinca interseks anomalileri içinde kabul edilir. Dolayisiyla siddetli hipospadias olgularinda özellikle bilateral inmemis testis de eslik ediyorsa hastalar interseks açisindan da degerlendirilmelidir.

TANI :
Prepisyumun inkomplet formasyon nedeniyle penisin dorsalinde toplanmasi sonucunda üretral defekt kolaylikla taninir. Son zamanlarda prenatal ultrasonografiden tanida yararlanilmaktadir. Klasik olarak penis distalinin genis biçimde sonlanmasi hipospadias lehinedir ve dorsaldeki prepisyum fazlaligina bagli olarak bu tip bir görüntü ortaya çikar.

HIPOSPADIASIN ELEMENTLERI
Meatal Distopi :
Hipospadis primer olarak meatusun distopisi ile karakterizedir. Üretral meatus penisin ventral yüzünde glans ucunun hemen altindan perineye kadar olan mesafede herhangi bir yerde olabilir. Meatus degisik sekillerde, çapta, elastiklikte ve rijididete olabilir. Transvers veya longitüdinal fissür seklinde olabilir. Üstü ince bir deriyle kapali olabilir. Meatus distale yaklastikça stenoz olma olasiligi artar. Megameatus intakt prepisyum olgularinda ise üretra penis saftinda normal çaptayken distalde oldukça genislemistir. Meatusun distalinde kör bir açiklik seklinde periüretral duktus görülebilir. Üriner sistemle iliskisi olmadan kör bir sekilde sonlanir. Guerin sinüsü veya Morgagni lakünasi adini alir.

Dermal Defektler :
Üretradaki olusum bozukluguna bagli olarak penis derisinde radikal degisiklikler vardir. Meatusun distalindeki deride, Van der Meulen tarafindan üretral delta adi verilen V seklindeki bir defekt söz konusudur. Frenulum her zaman yoktur. Meatusun proksimalindeki cilt bazen o kadar incedir ki içindeki kateter rahatlikla görülebilir. Meatusdan glans oluguna kadar uzanan üretral plak oldukça iyi gelismis ve elastik ise artifisyal ereksiyon yapildigi zaman ventrale dogru kordi saptanmaz. Fakat üretral plak iyi gelismedigi zaman penis ventrale dogru egilir. Bu fibröz dokunun kesilerek penisin düzeltilmesi gereklidir.

Penil Kurvatür :
Penisin egriligi ventral yüzündeki normal yapilarin eksikligine bagli olarak ortaya çikar. Bu egrilik derideki defekte, dartos fasyasindaki defekte, üretranin kisa olusuna veya penisin konkav yüzündeki korpus kavernosumlarin defektine (korporal disproporsiyon) bagli gelisebilir. Kordi 1842 yilinda Mettauer tarafindan meatus ile glans arasindaki rudimanter üretral korpus spongiozumun kord seklini almasiya ortaya çikan gergin fibröz doku seklinde tanimlanmistir. Günümüzde penil kurvatür yanlis olarak kordi seklinde de adlandirilmaktadir.

Penoskrotal Transpozisyon ve Bifid Skrotum :
Normalde genital tüberkül genital sisliklerin üzerinden kraniad pozisyonda gelisir. Penisin her iki hemiskrotum tarafindan penoskrotal alanin füzyonuna bagli olarak sikistirlmasi sonucunda ortaya çikar.

CERRAHI TEDAVI YÖNTEMLERI :
Cerrahi tedavinin amaçlari penis düzlügünün saglanmasi, üretral meatusun glansda olabildigince anatomik pozisyona yakin bir lokalizasyonda olmasi, ileri dogru ve yeterli kalibrede idrar akiminin saglanmasi ve normal koitusun mümkün kilinmasi seklinde olabilir. Cerrahi tedavinin temel fazlari meatoplasti, glanuloplasti, ortoplasti, üretroplasti, deri bütünlügü, ve skrotoplasti seklindedir. Günümüze kadar 300den fazla ameliyat yöntemi bildirilmis olup, halen 100 kadari aktif olarak uygulanmaktadir. Ameliyat yönteminin seçimi kisisel tercihden önce penisin anatomik özelliklerine, meatusun yerlesimine, ve kordinin derecesine baglidir.

Uygulanan baslica ameliyat yöntemleri:
1. Glanuloplasti
2. Meatal Ilerletme and Glanuloplasti (MAGPI)
3. Mathieu Onarimi (Perimeatal tabanli flep)
4. Horton-Devine Onarimi (Perimeatal tabanli flep)
5. Onlay Prosedürü
6. Transverse Island Flap (Asopa-I veya Duckett)
7. Hodgson Prosedürü (Tübülerize Longitudinal Prepisyum Flebi)
8. Asopa-II Prosedürü (Çift Yüzlü Transvers Prepisyum Flebi)
9. Serbest Greftler (Deri, Mesane veya Agiz Mukozasi)
10. Snodgrass Prosedürü (Tubularized Incised Plate Urethriplasty - TIPU)

CERRAHI TEKNIK DETAYLAR :
Neoüretranin üzerine ekstra bir dokunun getirilmesi genellikle istenilen bir tekniktir. Çevre deri yeterli kalinliktaysa iki sirali kapatilarak bu saglanabilir. Ama ince bir deri varsa, yani yeeterli bir subkütan doku yoksa o zaman çesitli manevralar söz konusudur:

1. Durham-Smith manevrasi. Tekrarlayan tanjansiyel insizyonlarla çevredeki ince derinin sadece epidermisi eksize edilir. Çiplak kalan dermis subkütan doku olarak yaklastirlip daha sonra deri üzerine ikinci bir sira olarak kapatilir (vest-over-pants tipi kapama).
2. Tunica vaginalis transpozisyonu (Ehrlich).
3. Prepisyum iç yapragi transpozisyonu (Snodgrass).

Penil Kurvatürün Düzeltilmesi
1. Dorsal Tunica Albuginea Plikasyonu (Nesbit Prosedürü)
2. Glanular Tilt Düzeltilmesi.

Prepisyum Transpozisyonu :
Tam bir kordi tedavisi için penis saftindaki açilanmanin düzeltilmesinin yanisira ventral yüzdeki saglikli derinin de dorsale transpozisyonu gereklidir. Eger dorsal hood olarak adlandirilan dorsaldeki prespisyum ventrale getirilirse estetik açidan da tamin edici sonuçlar elde edilebilmektedir.

Baslica üç tip dorsal hood transpozisyonu vardir:
1. Van der Meulen teknigi
2. Byars teknigi
3. Hodgson teknigi

Prepisyum kan akimini inceleyen Van der Meulen , tüm prepisyumun tek bir ven ile drene oldugunu göstermistir. Dolayisiyla prepisyum flebi tam ortadan longitudinal olarak ikiye bölünürse bu ven bir yariyi drene edebilecegi için diger yarida drenaj bozuklugu olacaktir. Dolayisiyla Van der Meulen prepisyumdan tek bir major flep olusturma teknigini gelistirmistir. Byars tekniginde ise dorsal hood tam ortadan longitüdinal olarak ikiye bölünmektedir. Ama Byars teknigi yukarida adi geçen dolasim bozukluguna açiktir. Hodgson tekniginde ise dorsal hood adi verilen prepiyumun tabaninda uzunlamasina bir dügme deligi seklinde delik açilarak penis bu delik içinden geçirilir.

Aletler :
Plastik cerrahi yöntemleri, atravmatik aletler ile dokulara hassas yaklasim, ve optik büyütmeli gözlük kullanimi sayesinde cerrahide önemli mesafeler alinmistir. Keskin uçlu iris makaslari ve atravmatik disli pensetler cerrahide kullanilan baslica aletlerdir. Castroviejo portegüsü ve 0.5-mm lik pensetler ile 7/0 dikis materyali kullanimi mümkün olmaktadir.

Hemostaz :
Hemostaz için en basit metod penis köküne 20-60 dakika arasinda turnike uygulanmasidir. 26G igneli enjektör ile 1.5-2 ml epinefrinin %1 lik xylocaine içerisinde 1:100.000 sulandirilmis halinin kullanilmasida tercih edilebilir (jetokain). Epinefrinin güvenli kullanimi 1:100.000 lik solusyonundan 1 ml/kg dozunda uygulanmasidir. Koter de (Bovie veya bipolar) hemostaz da güvenle kullanilabilir.

Analjezi :
Postoperatif agri için 3 ml %0.5 lik bupivacainein penis köküne infiltrasyonu yaklasik 12 saat agriyi engelleyebilir. Bazi cerrahlar kaudal blogun kanamayi azalttigina inansa da penil blok hipospadiasda kaudal bloktan daha etkilidir.

Pansuman :
Üriner diversiyon olmadan yapilan distal hipospadias onariminda 24-48 saat süreli Tegaderm sargisi kullanilabilir. Üriner diversiyonlu onarimlar için penisin karin ön duvarina 72 saat süreyle sikistirlidigi sandviç sargisi uygulanabilir.

Diversiyon :
Çocuklarda foley sonda kullanimi sonucunda trigon irritasyonuna bagli mesane spazmlari ortaya çikabilir. Bu yüzden penis ucuna stent seklinde 6-8 F sonda kullanilmasi ve bunun 5/0 yuvarlak igneli prolen ile glansa tespit edilerek 7-14 gün süreyle tutulmasi uygundur.

Izlem :
Postoperatif 3 ve 6 haftalik kontrollerden sonra 3 ve 6 aylik kontroller yapilmasi, idrar akiminin gözlenmesi, üretra dilatatörleriyle kontroller, ve üroflowmetre gereklidir.

Onarim Yasi :
Bu ameliyatin travmatize edici etkilerini azaltmak için çocuk 6-18 aylik iken ameliyatin yapilmasi uygundur. Daha önceleri penis büyüklügü göz önüne alinarak hastalar 2-5 yas arasi ameliyat edilirken, günümüzde 3-9 ay arasinda ameliyati yapan merkezler söz konusudur.

Testosteron Uygulamasi :
3 hafta süreyle haftada bir kez 25-50 mg testosteron propionat injeksiyonu ile penis büyütülebilir. Fakat bu uygulamanin ameliyati kolaylastiran bir yani olmadigi gibi ileride prostat dokusunun olgunlasmasinda olumsuz etkileri ortaya çikabilir.

KOMPLIKASYONLAR
• Kanama/Hematom
• Infeksiyon
• Flep Nekrozu
• Glanuloplastinin Bozulmasi :
Genellikle üriner diversiyon amaçli kullanilan sondanin gereginden uzun süreli tutulmasina bagli olarak glans ventralindeki dikisleri açmasina baglidir.
• Meatal Stenoz :
Yeterli sürede stent kullanimi, sicak su oturma banyosu ve antibiyotikli pomadlar ile bu komplikasyonun önüne geçilebilir. Postoperatif erken dönemde üretra dilatatörleri ile meatus açikligi konrol edilmelidir. Meatoplasti gerekebilir.
• Üretrokütanöz Fistül :
Üretrakütanöz fistül en sik rastlanilan geç komplikasyondur. Tüm tek seansli hipospadias onarimlarinda %10-15 oraninda fistül orani vardir. Distal obstruksiyon genellikle fistüle yol açar. Fistülün cerrahi tedavisinde komsu cilt fleplerinin genis mobilizasyonu, üretranin 7/0 vikril ile inverte sekilde kapanmasi, en az iki tabakali kapama, fibrinli doku yapistiricilari ile destekleme, ve üriner diversiyon kullanilmasi gereklidir.
• Striktür :
Hipospadias onarimi sonrasi striktür genellikle ameliyattaki teknik yetersizlige baglidir. Özellikle neoüretra ile nativ üretranin uçuca anastomoz hattinda ortaya çikar. Olusturulan neoüretranin çapi dar hazirlanabilir veya hazirlanan fleplerin vaskülerizasyonu iyi olmaz. Özellikle Mathieu onariminda kullanilan perimeatal fleplerin vaskülerizasyon bozukluguna bagli olarak kronik balanitis xerotica obliterans ve bunun sonucunda siddetli meatal/üretral striktürler görülebilir.
• Üretrosel (Divertikül) :
Olusturulan neoüretra çok genisse veya meatal stenoz varsa üretranin füsiform dilatasyonlari ortaya çikabilir. Üretra divertiküllerinin longitüdinal olarak düzeltilmesi gereklidir. Üriner infeksiyona yol açabilir.

Seri Basarisiz Ameliyatlar (Hypospadias Cripples) Multipl basarisiz ameliyatlara verilen bir isimdir. Bu tip bir terim hasta psikolojisi açisindan asla kullanilmamalidir. En tecrübeli ellerde bile her türlü komplikasyon ortaya çikabilir. Bu olgularda genellikle hasarli üretra çikarilarak yerine mesane veya agiz mukozasinda, veya deriden serbest greftle neoüretra olusturulur.

Diğer 'Çocuk Sağlığı' Yazıları